Onu mutlu görmeyi seviyordum. O mutluyken hayat daha güzeldi.
Annemle babamın geçen akşam tartıştıklarını biliyordum, ama gerek evde gerek televizyonda anne babalar zaten hep tartışırlardı.
O saatte ayakta olması muhtemelen gece ikiden beri hiç uyumadığı ve saat beş civarında sırf can sıkıntısından bu işe giriştiği anlamına geliyordu.
Ama beni tanımıyorsun, bile dedi. Nasıl seversin? Sevgiyi hak etmek gerekir.
Dev öfkesi sanki içinde biraz gösteriş de taşıyordu, hani bilinen bir sürpriz partide şaşırmış numarası yapan birinin gerçekten şaşıran birinden daha abartılı bir ifade takınması gibi.
Bir salı öğleden sonra olmuştu ilk kez; Hollywood yakınlarındaki düzlüklerde, okyanustan doğuya hafif bir meltemin estiği ve çiçek saksılarındaki yeni ekilmiş hercai menekşelerin kara benekli taç yapraklarını hareketlendirdiği sıcak bir bahar günüydü.
Fakat George'u biraz da bana inandığı için seviyordum; çünkü soğuk ve yalın, bembeyaz bir odada YANGIN! diye bağırsam yanıma gelip nedenini soracağını biliyordum.
Filmlerde gizli ilişkiler sık sık otel odaları gözetlenerek veya beyaz yakalardaki ruj izleriyle belli edilir.
Haysiyet ayrıntı değildir.
Sayfa 107 - Can YayınlarıKitabı okudu
Saçları havada uçuşuyordu. Yalan söylüyorsun, dedi, ve işin kötüsü bunun farkında bile değilsin.
Sayfa 2 - Can YayınlarıKitabı okudu
