Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mustafâ (ص) eydür: İlâhi bana Fâtıma gussası yok. Hasan Hüseyin gussası yok. Bana ümmetim âsîlerin gerek. Rasûl zarılığıyla ağladuğun mukarreb ferişteler (melekler) gördiler. Rasûl muvâfakat kılup bile ağlaşdılar
Tanrı Te’âla meleklerine, “Sakın anları utandırup, ta’at kıymetsizliğini bildirmeyesünüz. Kim benüm adum Rahmân’dur. Ol miskin âsi, anı bizüm hazretümüze lâyık sanup getürdi. Kendi bilümüzi (bildiğimizi) bırakup, anun dileğiyle bir olam. Rahmanluğumuzla ol rahmetsüz kadahıla (kadehiyle) kanduralım ki âlemler bile kim biz Rahman Tanrıvuz.”
Reklam
Resûl'e "Kulu Hak Teâlâ hazretine hangi ad ve hangi amel yakınlaştırır?" diye sordular. Resul "Adlardan Bismillâhi'r-rahmâni'r-rahîm, amellerden namaz" dedi.
Sayfa 119Kitabı okudu
Tanrı Teâlâ Resul'e hitabetti "Ey Ahmet, gökten inen dört kitabın tamamını topladım, Fatiha'nın içine koydum. Fatiha'da ne varsa hepsini Bismillahir-rahmâni'r-rahîm'in içine koydum. Senin ümmetinden kim bir kez iman ile doğru olarak -Bismil- lâhi'r-rahmâni'r-rahîm- derse; Tevrat'ı, İncil'i, Zebur'u, Kur'ân'ı okumuşçasına ve bunlarla ibadet etmişçesine sevap vereyim. Bu ne güzel kerem, bu ne güzel lütuf ki birkaç damla murdar sudan meydana gelmiş insana bu kadar fazla ihsanda bulunuyorum. Benim gibi bir padişahın dergâhı dururken, göz göre göre rast gele bir âcizin dergâhına giden (kulun) toprak başına olsun. Kitabımın dergâhını, rahmetimle, şefkatimle, iyiliklerle bezedim. Elbette ki hediyem dergâhıma lâyık olacaktır"
Hz. Muhammed (SAV) ümmetinin bazılarından olan Muktesidler, ömürlerini zarif olmayan ve yanlış olan işlerde geçirdiler. Gözlerinin nûru kalmadığı, kara sakalları ağardığı vakit Hak dergâhına geldiler. (O vakit) melekler "Ey utanmazlar, yaratılmışlar içinde değeriniz kalmadığı vakit Hak dergâhına geldiniz," derler. Tanrı Teâlâ; "Ey meleklerim siz benim Rahmân adımı duymadınız mı ki kullarıma böyle dersiniz," der.
Tanrı Teâlâ, "Ey Muhammed benim ism-i azâmım Allah'tır. Allah'tan başka ne kadar adım varsa hepsi sıfattır. Nitekim müminler içinde Hâlık denilince yaratıcılığım bilinir. Rahmân denilince merhametimin çokluğu ortaya çıkar. Rahîm denilince müminler için şefkatimin çokluğu bilinir. Allâh denilince Tanrılığım bilinir. Rahmân desinler ümmetini cehennemden kurtarayım. Rahîm desinler cenneti onlara makam olarak vereyim. Allâh desinler perdeyi kaldırayım, onlara yüzümü göstereyim," der.
Reklam
Allâhu Teâlâ Miraç Gecesi Muhammed Mustafa'ya "Eğer her işte yardımımın seninle olmasını istiyorsan keremimi, lütfumu ve ism-i azâmımı bildiren adım her an dilinde olsun," diye hitap etti. Resul, “İlâhi ism-i azâmın hangisidir? Lütfunu bildiren adın hangisidir? Hiçbir zaman onlardan ayrılmamam için onları bana bildir," dedi. Tanrı Teʻâlâ "Ey Muhammed, ism-i azamım Allâh'tır. Keremimi bildiren adım Rahmân'dır. Lütfumu bildiren adım Rahîm'dir. Eğer her durumda "Bismi'llâhi'r-rahmânir-rahîm" dersen ben keremim ve lütfum ile senin bekçin olayım," dedi.
Besmelenin yazımına özen gösterilmesiyle ilgili Hz. Enes'ten gelen bir rivayette "Bismillahirrahmanirrahîm'i özenerek güzel yazan kişiyi Allâh affeder." buyurulması ve Hz. Ali'nin "Besmeleyi güzel yazan kişi affedilmiştir." sözü hattatların bu konuda gereken itinayı göstermelerinin başlıca sebebi olduğu gibi besmelenin çokça yazılmasının da esas âmili olmuştur.
Besmelenin başındaki “ba” edatı Arapça'da yapışma, sığınma, yardım isteme, bir şeyi araç ve sebep edinme anlamlarını vermektedir. Dolayısıyla besmele "Allâh'ın adına yapışarak O'ndan yardım dileyerek, O'na sığınarak, O'nu araç kılarak işe başlıyorum." demektir.
Ayrıca her işe besmele ile başlamak, uluhiyyet ve ubudiyyet (kulluk) arasında sevgiye dayalı bir münasebetin sembolü hâline gelmiştir. Çünkü besmele, hakikate ulaşmak için bir vesiledir.
161 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.