Vefa borcu
1956 edebiyat dergisinde Yılmaz Güney'in "Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri" adlı bir öyküsü yayımlanmıştı. Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı Tatlı Bela filminin setinden alınarak cezaevine gönderildi. Suçu, adı geçen öyküde "neşren komünizm propagandası" yapmaktı. Birbuçuk yıl hapis yattıktan sonra Konya'ya sürgüne gönderilen Yılmaz Güney, burada bir genelev kadınıyla tanışır. Altı aylık sürgünlük döneminde Güney'in kahrını, yalnız bu kadın çeker. Güney'i artist olduğu için sevmemiştir. Herkesin hor gördüğü, aşağıladığı genç kadına, sanatçının gösterdiği sıcak ilgi ve yaklaşım biçimidir onu âşık eden... Şimdi nerede bulunduğu, ne yaptığı bilinmeyen bu kadın, Güney 'e gözü gibi bakar... Cebinde kaç parası varsa, ya da o gün genelevde ne kazanmışsa bölüşürler. . . Hayatın tokadını yemiş genç kadın vesikalıdır, ama önce insandır. Sürgün günleri sona erdikten sonra Güney, sevgilisine, "vefa borcu"nu öder. Ve genç kadını genelevden kurtarır...
Sayfa 13 - BROY YAYINLARI, 1988Kitabı okudu
Hayat devam ediyor. Yeryüzünde sevinçler de yaşanıyor, kederler de...
Sayfa 11 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Zaten ateş düştüğü yeri yakar!”
Sayfa 14 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Her “Allah” denildiğinde kuvvet geliyordu, saf ve hâlis bir kalple iman etmiş olanlara!..
Sayfa 15 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Bahar, kendisini en güzel şekilde anlatır... Bir çiçeğin yaprağında en naif renklerle...
Sayfa 23 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Bu bahar, herkes mutlu olsun.
Sayfa 23 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.