''Ah, o acımasız gelenekler. Yaşlılarla gençlerin uzlaşmalarına, anlaşmalarına imkan yok. Bir bıçak bir ağacın dalını nasıl koparırsa, bu gelenekler de kuşakları öyle ayırıyor."
''Benim çok eskiden öğrendiğim bir şey var. Bir kadın bir erkeğin gönlüne girdi mi, erkeğin gözleri ona bağlanır kalır. O kadar ki, başka bir şey görmez olur.''
Thomas Edison, 1878'de, "Servet kazanmayı pek önemsemiyorum, asıl önemli olan diğer meslektaşların önüne geçmek;' demişti.32 Ya da bu sadece saplantı mı? Nobel ödüllü yazar Pearl S. Buck yaratıcılığa "zapt edileme yen ihtiyaç" adını veriyordu. Buck dahileri genellikle erkek olarak nitelese de bu söylediklerinde tüm dahileri kastediyor; "Bu zapt edilemeyen yaratma yaratma yaratma ihtiyacıdır, öyle ki müzik ya da şiir ya da kitap ya da bina ya da anlamlı herhangi bir şey üretemezse benliğinden kopmuş gibi olur. O yaratmak, yaratıcı lığı ortaya dökmek zorundadır.
Hepsi iyi hoş ama, gene de her şeyin ucu toprağa dayanırdı. Yiyecek dediğin yenir gider, para desen, harcanır biter... Güneşle yağmur birbirine denk gelip toprak ürün vermedikçe gene açlık baş gösterir.