Campanella'nın toplumunda, enikonu düzenlenmiş, ilkeleri ayrıntılarıyla belirlenmiş böyle bir toplumda, hayatın amacı, anlamı, yaşama sevinci ya da en geniş tanımıyla mutluluk, özgürlük yitimiyle doğru orantılı bir olgu olarak çıkar karşımıza.
Özel mülkiyeti bencilliğin nedeni, bencilliği de özel mülkiyetin nedeni olarak gören Campanella (bu ilginç sebep sonuç ilişkisinde) özel mülkiyete eşi, aileyi de dahil edip, çocuğumuza miras bırakmak için birer soyguncuya, açgözlü hayduta döndüğümüzü söyler. Sahip olma hırsı ile bencillik arasındaki ilişkide, her iki yanın da birbirini körüklediği düşüncesini savunur gibi görünen Campanella, insanın doğuştan bencil, kötü ya da hırslı olduğu yolundaki birçok görüşe katılmayıp, "toplumsal varlığı" ve onu belirleyen koşulları öne çıkartmakla, sosyalist düşüncelerin de vazgeçilmez temelini ortaya atmış olmaktadır. Toplumsal yarar anlayışı, kolektif yaşam, bencilliği ortadan kaldırmaya yeter onun anlayışında.
Devlet hiyerarşik bir yönetime sahiptir. En üstteki Metafizikus (ya da Hoh) öteki üç yöneticisi Güç, Sevgi ve Bilgelik ile Güneş toplumunu yönetir. Veraset yoluyla geçen bir yönetim olmamakla birlikte, bir tür din adamları yönetimidir bu. Platon'un aristokratlardan oluşan monarşik yönetiminden, More'un, ömür boyu başkanlık eden bir devlet başkanının yönetimindki monarşisinden farklı olarak rahiplerin yönetimindeki bir hierokrasi bulunmaktadır karşımızda.
Avrupa'da Birinci Dünya Savaşı'ndan önce ve sonra iyice belirginleşen emperyalist gelişmelerle birlikte, yaşanan dönemin olumsuz deneyimlerinden etkilenen karamsar bir ütopya geleneği ortaya çıkmıştır. Negatif Ütopya da denen bu gelişmede, gelecek artık umutların, beklentilerin yansıtılabileceği daha iyi bir 'yarın'ı temsil etmez.
Ütopyalar özellikle toplumsal altüst oluşların ya da dönüşümlerin arifesinde gerek din alanında gerekse de devletin ve politik kurum ve organizasyonların değerlendirilmesinde rasyonel eleştirinin aracı olurlar. Monarşi, demokrasi ve anarşi arasında gidip gelen bu eleştiri ve değerlendirmenin yanı sıra, Campanella'nın ütopysında olduğu gibi, ilk sosyalist düşüncelerin de tohumu atılmıştır.
Utopik düşüncenin en eski örneklerinde, insanı evrensel bir mutluluk içinde gören ve büyük dinlerin "cennet" tasarımlarına yansımış olan "Altın Çağ" özlemi yatar.