Robinson'u ne kadar iyi temsil ediyorum! Kaçıyorum, insanların çıplak ayak izlerini görmekten değil de ruhlarının ahmaklıkla kaplı olduğunu gösteren sözcükler işittiğimden. Ve kendimi, onların ahmaklıklarının bana bulaşmasından korumak için soyutluyorum.
Sevgili Felipe, karşındayım işte, sahilin bu huzurlu köşesinde ve denize bakan dağların eteklerinde; burada, ne kimsenin beni tanıdığı ne de benim kimseyi tanıdığım bir yerdeyim.
"Duyguları söz konusu olduğunda içine kapanıktı. Kendini ifade etmek için oyunlar kuruyordu. Mesela, birinden bir kolye alır, takar, sonra sahnedeymiş gibi anlatmaya başlardı. Dışardan bakıldığında, insana hoş ve eğlenceli gibi gelirdi. Ama o hoşluğun içinde nevrotik bir gerilim de vardı."
"Ülkemiz büyük bir oyun yeridir. Her sabah uyanınca, biraz isteksiz de olsak, hepimiz sahnenin bir yerinde, bizi çevreleyen büyük ve uzak dünyanın sevimli bir benzerini kurmak için toplanırız. Küçük topluluklar olarak, birbirimizden bağımsız davranarak ve birbirimizi seyrederek günlük oyunlanmıza başlanz. " (T0.351)
Bu ülkede eksikliğini duyduğum 'insanın kendisiyle hesaplaşma meselesi'ni bizzat kendime uygulayarak bu meselenin ilk kurbanlanndan oldum. (...) Ortada bir Hikmet olsaydı belki bu hesaplaşmayı yürütebilirdim. Fakat soranm size doktor: Hikmetlerden hangi biriyle hesaplaşacaktım?" (T0.334-335)