Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kardelen

Kardelen
@Olric_Albayim
Boğaziçi Üniversitesi GETEM (Görme Engelliler ve Teknoloji Merkezi) Gönüllü okur TEMA LÖSEV 2/208
Balık tüketimi belki de Neandertallerle Avrupa'da onların yerini alan Homo sapiens arasındaki en büyük beslenme farklılığıydı.
Reklam
Araştırmacılar Neandertal kalıntılarından elde edilen kemik kolajeninde (beslenme yoluyla alınan proteinden üretilir) kararlı karbon ve azot izotoplarının oranlarına bakarak ne tür proteinlerin tüketildiği konusunda fikir edinebilir. Et yiyenler, otoburlardan farklı izotop oranlarına sahiptir ve arkeologlar Neandertal kolajenindeki izotop oranlarını aynı bölgede bulunan diğer hayvanlardaki oranlarla karşılaştırabilirler. Bu yöntem, radyokarbon tarihlemede olduğu gibi, küçük ama çok kıymetli Neandertal kalıntılarının yok edilmesi anlamına geldiği için arkeologlar bunu çok sık yapmak istemezler. Neyse ki kararlı izotop oranlarının tespiti radyokarbon tarihleme süreci sırasında yapılabilir, böylece aynı laboratuvar aynı numune üzerinde iki işlemi de gerçekleştirebilir.
Allen ve Bergman Kuralları
İri ama tıknaz vücut yapıları dâhil pek çok özellikleri uzun bir süredir soğuk iklime adaptasyon olarak yorumlanmıştır. Bugün de insan çeşitliliğinin bir parçası olarak, belli bir nüfusun yaşadığı enlem ile vücutlarının tıknazlığı arasında bir korelasyon vardır. Bunun açıklaması insan vücudunun yüzey alanının kısa uzuvlar sayesinde küçülmesi ve ısıyı daha iyi koruduğundan soğuğa daha iyi adapte olmasıdır. Buna 19. yüzyılda Harvard'da çalışan Zoolog Joel Asaph Allen'in adıyla Allen kuralı denir. Bu konudaki bir diğer kural ise 19. yüzyılda yaşamış Alman Biyolog Christian Bergman'ın adıyla anılan ve düşük sıcaklıkları genel olarak büyük vücutlarla ilişkilendiren Bergman kuralıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kaş kemerlerinin farklı biçimleri Homo erectus (bitişik kaş gibi tek bir kaş kemerleri vardı) döneminden beri insan anatomisinin başlıca özelliklerinden biri olmuş, çıkıntısız alınlarımız biz modern Homo sapiens'leri istisna kılmıştır.
Neandertallerin çok büyük ve geniş burunları vardı ve antropologlar bu konuda, soğuk iklimlere adaptasyondan (nefes alış sırasında havayı ısıtmak) soğutma mekanizması olmasına (hızlı metabolizmalarını telafi etmek) kadar pek çok farklı ve birbiriyle bağdaşmayan açıklama öne sürdüler.
Reklam
Asya'daki insan varlığının eskiden sanıldığından çok daha karmaşık olduğunu bugün biliyoruz. Neandertaller doğuya doğru ilerlerken çoktan oraya varmış insanlarla karşılaşmış olabilir. Okladnikov Mağarası'na sadece 150 kilometre mesafede, Orta Paleolitik yerleşimin çok eskilere, günümüzden 125.000 yılı aşkın süre öncesine dayandığı Denisova Mağarası bulunur. Burada kim yaşıyordu? Daha geç katmanlardan alınan bir diş ve bir parmak kemiği parçası üzerinde yapılan DNA testleri sayesinde hem Neandertal hem de modern insanın bilinen genetik varyasyonlarının dışında kalan insanların bulunduğunu biliyoruz. Arkeologlar bu gruba Denisovanlar diyor.
Bir çocuk... İçimizdeki bir çocuk...
"ÖYLE GÜZELSİN Kİ KUŞ KOYSUNLAR YOLUNA" Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu? Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer… Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben’im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir. Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına? “Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna” bir çocuk demiş.
Birçok insan onu iğrenç, dışlanmış bir zavallı olarak görüyordu, o da herkesin onun oynamasını beklediği rolü oynuyordu.
Sayfa 153
Barok dönemin tipik bir sloganı vardı: 'Carpe diem'.Yani 'gününü gün et!' Yine çok söylenen bir başka Latince söz de şuydu: 'Momento mori'. Bunun anlamı da, 'öleceğini unutma!'
Olduğun gibi kal Lije, beni uçup gitmekten alıkoy.
Reklam
Modern yaşamların sorunları doğayla ayrı kalmaktan geliyor.
Fakat gençliğimde bile bilgi tehlike teşkil ediyorsa çözümün cehalet olduğuna inanmayı kendime yediremedim. Bana hep çözüm bilgelikmiş gibi geldi. Tehlikeye bakmayı reddetmezdiniz; öyle yapmaktansa onun hakkından nasıl güvenle geleceğiniz öğrenirdiniz.
"Çünkü ne kadar sularsan sula, bahçe toprağında kurbağa yetişemez."
Nasıl dünyadaki bazı dinler kişisel bir Tanrı’ya inanmayanları ateist kabul ediyorsa, biz de kendine inanmayan bir insanın ateist olduğunu söylüyoruz. Kendi ruhunun yüceliğine inanmamaya ateizm diyoruz.
Her bireyin neyi doğru neyi yanlış saydığı, içinde yetiştiği çevre tarafından belirleniyordu.
1.008 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.