Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MEHMED ÂKİF ve REFORMİSTLER...
Allah kimseyi îmânsızlığa düşürmesin! İşin başı, kökü, esası, ruhu olan îmân elden gitti mi; insanın aklı mantığı da gider. Şu şanları, şöhretleri her tarafa yayılmış olan (Reformistler), Âkif'imiz rahmetlinin, o güzel ve akıcı üslûbu ile seve seve tercüme ettiği eserlerin sahibi, Şeyh M. Abduh ile Ferid Vecdi Bey'in düştükleri hâli görünce, şu Âyet-i Kerime'yi çok okur oldum: "Ya Rabbi, bizi, hidayetten sonra dalâlete düşürme. Bizleri hak ve hakikat yolundan saptırma..."
Sayfa 65 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, İmân Gitti mi, Akıl ve Mantık da Gider, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
İLMİ VAR İRFANI YOK!..
Yozgatlı Müderris İhsan Efendi, Mehmed Âkif Bey'den duyduğu bir anekdotu anlattı: "Esterâbâdi'nin bir beyti var. Beytü'l kasîddir, mısra-ı bercestedir, hakkında ciltler yazılsa, şerhi bitmez. Beyit şudur: "Âlimanrâ ilm hest ü râz nîst / Mürgânrâ bâl hest pervâz nîst!.." Bu Farsça beyitin kısa mânâsı: "Âlimler görüyorsun ilmi var irfanı yok. Kuşlar görüyorsun, kanadı var, uçması yok..."
Sayfa 383 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Müderris Yozgatlı İhsan Efendi-, Mehmed Âkif'i Nasıl Tanıdım ve Sevdim, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
*YOZGATLI MÜDERRİS YOZGATLI İHSAN EFENDİ
- "İhsan efendi, 1925 yılında, yüksek tahsil yapmak için Kahire'ye gelmiş. İstanbul'dan hareket eden vapurda Mehmed Âkif merhum da varmış. Mısır'a, artık temelli kalacağı, son gelişiymiş. İhsan Efendi, Âkif Bey'i ilk defa bu vesile ile tanımış. İhsan efendi, El Ezher'deki tahsilini tamamladıktan sonra imtihana girerek "âlimiyye" şehadetini-diplomasını almış; imtihanda yüzlerce talebe arasında ikinci olmuş. [...] Kahire'ye gelişimin ilk günüydü. Arkadaşlar, "İhsan Efendi'ye derse gideceğiz, seni de götürelim dediler. İhsan efendi , medrese olarak kullanılan eski bir tekkenin hem müdürü hem de müderrisi idi. İhsan Efendi burada Arapça ve Türkçe ders takrir ediyordu. Arapça olan derslerine Türklerle birlikte Habeşli, Sudanlı, Nijeryalı, Hindistanlı, Pakistanlı talebelerde katılırdı... [...]İhsan Efendi, biz Türklerle bilhassa meşgul olmak ve bizi yetiştirmek istiyordu. Şöyle demişti: - "Ben sizi, İslâmiyet'e ihlâs ile pek çok hizmetler etmiş; bu yüzden de bütün kötülerin düşmanlığını celbederek, başına bir çok felâketler sarılmış olan, kendi memleketimiz için hazırlamak istiyorum. Gelin sizle Türkçe edebiyat okuyalım." Bunun için Ziya Paşa'nın "Terkib-i Bend" ve "Terci-i Bend"lerini okumamızı istedi. Okumaya başladık...
Sayfa 331 - 334 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Müderris Yozgatlı İhsan Efendi-, Mısır'a Gelişi, Âkif Bey'le Aynı Vapurda, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
KONYALI MEHMED VEHBİ EFENDİ ve OĞULLARI...
Mehmed Vehbi Efendi resmî bir insandı. Oğullarından Ahmed hâkimdi; diğeri Fevzi ise kumaşçılık yapardı. Soyadı kanunu çıkınca "Çelik" soyadını aldılar. Mehmed Vehbi Hoca'nın kumaşçı olan oğlu Fevzi, CHP'nin il başkanlığını da yapmıştı. Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda CHP genel başkanı olan İsmet İnönü, Konya'ya geldiği zaman, onun evinde kalırdı... (devamı yorumda)
Sayfa 182 - 183 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Vehbi Efendi'nin CHP Başkanı Oğlu, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Zalimler...
Bakara Sûresindeki Âyeti kerîmelerde, gayet açık olarak beyân olunuyor ki: - "Mâbedleri yıkan, buralarda Allah'ın anılmasına mâni olan kimselerden daha zalim kim olur?" Evet, eğer bunlar da zalim olmayacaksa, zalim kim olur? Âyet-i Kerîmeler güneş gibi açık iken, hâlâ bu işleri ve yapanları mâzur göstermek isteyenlere ( Mehmed Vehbi Hoca(!) gibilere) şaşmamak mümkün değildir... Demek ki onlara, Allah'ın bildirmesi de, şehadeti de kâfi gelmiyor. Zalim bunlar değilse kimlerdir?
Sayfa 180 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Bunlar da Zalim Değilse, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
ÂLİMLERİN TAVRI ve MEHMED VEHBİ EFENDİ...
Cumhuriyetin ilk yıllarında (Hükûmetin dinsizliği karşısında) âlimlerin aldıkları iki çeşit tavrı, dedem, amcam ve babam ile Mehmed Vehbi Efend'ye benzeyenlerin davranışlarında görebiliriz. Vehbi efendi gibiler, evlerinden çıkmaz, vaaz, sohbet ve irşadla meşgul olmak şöyle dursun, "Aman hükûmet darılmasın!" diye konuşmaz; din aleyhtarı hareketleri, "İstemeden yapıyorlar." diye tevil edip, mazur göstermeye çalışırlardı...
Sayfa 179 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Âlimlerden İki Tavır, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
KONYALI MEHMED VEHBİ EFENDİ'NİN ŞAKŞAKÇILIĞI!..
Amcam merhum, bir gün sofrada, celâllenerek şöyle demişti: - "(...) Şimdi Bakıyorum da dün: Belki niyetleri iyidir, işin nereye varacağını bilmeden bu dinsizliği yapıyorlardır, hatâlarını anlayınca düzeltirler" diye mazur görülüp müsamaha ile bazı kimselere bakılıyor idi. Ama bugün bütün maskeler düşmüştür. Bunu gören Bediüzzaman gibi bazı zatlar, vazife kabul etmeyip, âlet olmayı reddederek çekilmişlerdir. Sen (Mehmed Vehbi Efendi), böyle yapma, milleti uyandırmaya çalışma, yapanları da ayıpla, tenkid et suçla... Bir de kalkıp, mazlum insanlara, "Vatanda yatacak yer bulamadılar..." diye dil uzat... İşte bu olamaz!..
Sayfa 178 - 179 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Âlimlerden İki Tavır, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
MUSATAFA SABRİ EFENDİ ve KONYALI MEHMED VEHBİ HOCA...
Şeyhü'l-İslâm (Konyalı Mehmed Vehbi'nin Kahire'de bir dâvetine icabet etmeyişini) şu sözlerle izâh ve ifâde etti: "Hocayla bizim yıllarca süren bir mücadelemiz vardır. Hoca bizi haksız, kendini haklı görür idi. Acaba hâlâ öyle mi görür? Şimdi ben ona ne diyebilirim? Hoca hadi diyelim ki, Talât, Enver, Cemal ve Mahmut Şevket Paşaları bize karşı senelerce müdafaa eder, bizimle mücadele ederken, hadi diyelim ki, onların iç yüzleri o zaman anlaşılmadıydı! Fakat bugün de hâla, memlekette değişmeyen hiçbir şey bırakmayanları da mı anlayamadın? Yine mi onları insanlara karşı müdafaa ediyor, kimseyi konuşturmuyorsun! Elinden bir şey gelmiyor, diye susup, üzülüp otursan neyse... Her şey değişti; ama sen hâlâ Şer'iye Vekaleti'nin maaşını neden alıyorsun... mu diyeyim? Onunla ne konuşayım evladım
Sayfa 179 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Mustafa Sabri Efendi'nin Sözleri. (Konyalı Mehmed Vehbi Efendi Hakkında), Kaynak YayınlarıKitabı okudu
HÜLÂSATÜ'L BEYAN SAHİBİ KONYALI VEHBİ EFENDİ...
Hâdimli Hoca (Müfessir, Konyalı Mehmed Vehbi Çelik), Zeynelabidin ve Ziya Efendilerin yurt dışında vefat etmiş bulunmaları dolayısıyla şu sözleri söylemiş: - Yeryüzünde yatacak yer bulamadılar; vatan onları dışarı attı..." Buna karşılık amcam şöyle demişti: "Birisini Beytullah bağrına bastı; diğerini de Muhammed Mustafa sancağı altında sakladı... Bir Cennetü'l Muallâ'ya diğeri Cennetü'l Bakî'ye gömüldü... Bu zatlar Müslüman Türkün Müslüman kalmasından başka ne için çalıştılar, başka ne istiyorlardı? Onlar için böyle konuşup da Türkün Müslüman kalmasını istemeyenlere sevgi saygı göstermek, büyük bir âlimin şanına yakışır mı?" -devamı yorumda-
Sayfa 173 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Amcam, Vehbi Efendiye Dargındı, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
"Bir gün arkadaşlarıyla birlikte Lâfut'a, İbrahim Paşa Kışlası'na doğru yürüyüşe çıkmışlardı. Ali İlmî Bey, "Üstadım Antakya'mızı beğendiğinizi söylediniz. Acaba duygularınızı dile getiren bir şiirinizi rica edebilir miyiz?" deyince, merhum, bir kışlanın gönderinde dalgalanan düşman bayrağına, bir de gurûb etmekte olan güneşe doğru bakar, içinin bütün hüznüyle, "Vîrânelerin yascısı baykuşlara döndüm... Gördüm de hazânında bu cennet gibi yurdu... Gül devrini bilseydim onun bülbül olurdum... Ya Rab! Beni evvel getireydin ne olurdu?.." şiirini okuyor, dinleyenleri mestediyordu."
Sayfa 113 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
582 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.