Barış günlerinde, diye düşünüyordu, ne kadar birbirinden ayrı, ne kadar birbirine benzemez oluyor ülkeler, hepsi kendince, hepsi kendine özgü; ve ilk bombardımandan sonra ne çok benziyorlar birbirlerine!
Sayfa 325 - Evrensel Basın Yayın, 2004Kitabı okudu
Sevgili Medved, Fransa güç durumda ve hala özgürlüğü için savaşıyor. Sen bizi bilirsin gerilemeyiz biz. Stalin yoldaşa eylemle yanıt veriyoruz: Barış için dövüşüyoruz.
Sayfa 314 - Evrensel Basın Yayın, 2004Kitabı okudu
Garstone yeni yaşayışını, yeni durumunu, arkadaşlarını öyle sine benimsemişti ki, kitapları üzerine kapanarak geçirdiği yıllar şimdi ona çok uzak, çocukluk anıları gibi geliyordu: Üç yıl önce, düşünen bir insanın komünist olması mümkün mü? diye sorardı kendi kendine. Kızıllar özel hiçbir şeye izin vermiyorlar, her şeyi kolektifleştirmek
Birden durdu. Bir kavşaktı burası. Sanki bir şey düşürmüş gibi dönüp geriye baktı. Bütün bunları mekanik olarak yapmıştı. Tabutta yatan Rogozin'in yüzünü anımsadı, parlak yapma çiçekleri, Dimiterko'nun kağıda bakarak yaptığı konuşmayı, Nikolayevski'nin yandaki odadan çıkarken tabakasını çıkarışını, sigarasından
Evde kendine bir kahve hazırladı, sonra çalışmaya oturdu. Onuncu sınıfların durumu iyi. Mişa Rogov çok güzel yazmış, yalnız dilek kiplerini pek beceremiyor. Zaten kendini yetiştirmiş bir çocuk bu, çok okuyor. Dün, "Sefiller"i okuduğunu söylüyordu, Jean Valjean onu hiç heyecanlandırmamış: Doğru, bugünün insanının inanabileceği bir tip değil Jean Valjean, ama fikir yönünden çok sarmış roman onu, başını kaldırmadan okuduğunu, Cosette'i hiçbir zaman unutamayacağını söylüyordu. Hugo'nun şiirlerini okusam iyi olacak çocuklara... Öylesine büyüleyici dizeleri var ki Hugo'nun, sanki dün yazılmış gibi:
Benim hakkım var. Değiştiremezsin sen
Acının, savaşın, yoksulluğun yasalarını.
Sakin ol, din, alçal, çekil yüksek dalga!
Ben yüzyıllardır durduğum gibi duruyorum,
Sense yolundaki her şeyi aşarak yükselip duruyorsun Ama gideceksin sen. Bense gitmek istemiyorum.
Dur! Senin de bir sınırın var!
Uslan! Din, Tanrı sana nasıl buyurduysa... Coştuğun yeter. Dur artık! Dur!
Dalga
Sen beni basit bir kabarma sandın.
Oysa bir tufanım ben.
Sayfa 177 - Evrensel Basın Yayın, 2004Kitabı okudu