“Moreau'nun anlaşılabilir bir nesnesi olsaydı, ona en azından biraz sempati duyabilirdim. Acı konusunda o kadar cılız değilim. Onun sebebi sadece nefret etseydi onu biraz bile affedebilirdim. Ama o çok sorumsuz, çok dikkatsizdi! Merakları, deli, amaçsız soruşturmaları onu sürdü; ve Şeyler bir yıl kadar yaşamak, mücadele etmek, köreltmek ve acı çekmek için atıldı ve sonunda acı içinde ölmek için. ”
Zavallı yaratıklar! Moreau'nun hainliğinin daha da alçak bir yanını görmeye başlamıştım. Bu zavallı kurbanların Moreau'nun işlemlerinden sonra çektikleri acılar ve dertler daha önce aklımın ucundan bile geçmemişti. Yalnızca avluda günlerce gördükleri gerçek işkenceler karşısında yüreğim parçalanmıştı. Ama artık öyle anlaşılıyordu ki, işin asıl önemli yani bu değildi. Onlar bir zamanlar iç güdüleri yaşadıkları ortama kalıp gibi oturan, her canlı kadar mutlu birer hayvandılar. Oysa şimdi insanlığın prangalarıyla tökezleniyorlar, hiç anlayamadıkları bir yaşamın boyunduruğu altında, bitmek bilmeyen bir korku içinde yaşıyorlardı; büyük acılar çekerek vücut bulan şu insan müsveddesi varlıklar bitmek bilmeyen bir iç mücadele geçiriyor, bitmek bilmeyen bir Moreau korkusu taşıyordu - üstelik ne uğruna? Beni çileden çıkaran, bütün bunların boşunalığıydı.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Erkeklerle kadınların zevk ve acıdan kurduğu bu yığınak içlerindeki hayvanlığın izidir.
Sayfa 106Kitabı okudu
... zevkin ve acının cennetle cehennemle hiçbir ilgisi yok.
Sayfa 105Kitabı okudu
Acı dile geldiğinde ve içimizi titrettiğinde merhamet duygumuz bize eziyet etmeye başlar.
"Acı dile geldiğinde ve içimizi titrettiğinde merhamet duygumuz bize eziyet etmeye başlar."
Reklam
189 öğeden 191 ile 189 arasındakiler gösteriliyor.