"İstiğna ve istiklaliyet hassasıyla mümtaz olan Şeriat'taki ilahi hidayet, Roma felsefesinin dehasıyla aşılanmaz, imtizaç etmez, bel' olunmaz, tabi olmaz" (Sünuhat, ss.60).
Sayfa 24 - BÜYÜYENAY Yayınları. Şubat 2015: İstanbulKitabı okudu
Bir ülkede önlenebilecek bir savaşı başlatan insan canidir ve yine bir ülkede, kaçınılmaz olan bir savaşa girmeyen de canidir.
Sayfa 148 - Büyüyen AyKitabı okudu
Reklam
Nursi’ye göre, Batı sosyal bilimlerinin kavramlarını olduğu gibi alarak diğer toplumlara uygulamak ne mümkün ve ne de doğrudur. Bu kabul, kavramlara semantik müdahaleyi de bera. berinde getirmektedir. Bu bağlamda bir örnek olarak Nursi’nin “meşrutiyet” kavramını ele alış biçimine değinebiliriz. Meşrutiyet Said Nursi’nin yaşadığı dönemde siyasi modernizasyon açısından çok önemli bir ilerleme göstergesi olarak kabul ediliyordu. Nursi ise, “meşrutiyet-i meşrua” kavramını kullanmaktadır. Bu, sınırları şeriat tarafından çizilmiş özgürlükçü bir nizamı işaret eden bir kavramdır ve bu özelliğiyle meşrutiyet kavramından ayrışır. İkinci bir Örnek Nursi’nin Prens Sabahattin’e yönelik eleştirilerinden verilebilir. Her iki düşünürür yaşadığı dönem İmparatorluğun gerileme dönemidir. Prens Sabahattin Osmanlı İmparatorluğunu kurtarmanın yolunun adem-i merkeziyet olduğunu öne sürerken, Nursi ona hitaben yazdığı bir mektupta, bu fikirlerin hangi topluma uygulandığına dikkat etmek gerektiğinin altını çizmiştir. Adem-i merkeziyeti topyekün reddetmemekle beraber, hangi toplumda, hangi ortamda, neden ortaya çıktığına dair bir bilinçle ele alınması gerektiğini belirtmiştir. Ona göre Batı açısından önemli ve' yararlı olan bu fikir Osmanlı İmparatorluğunu parçalayabilir.(Alev Erkilet)
1783-1860 İmamlar dönemi müridizm hareketi Gazavat düşüncesi.. Şeyh Mansur Uşurma,Uzun Hacı,İmam Gazi Muhammet, Şeyh Şamil ve 1990 sonrası Cahar Dudayev ,Şamil Basayev ,Zelimhan Yandarbiyev ile Hattab... Şeyh Şamilin dönemi imamlar mücadelesi ve Gazavât örgütlenmesine ve öğretisine dayanmasına karşılık 1990 sonrası Cahar Dudayev Şamil Basayev Zelimhan Yandarbiyev Hattab döneminden sonra Çeçenyada Rus hükümeti mücadeleyi kazanamayınca.. dinsel bir meşruiyet arayışı içine girip dağlılara kendi içlerinden çıkmış din adamlarını, tarikat şeyhlerini kullanarak amacına ulaşmıştır.Çeçen müftüsü Ahmet Kadirov örneği önemlidir . Din adına yapıldığı ileri sürülen bir savaş, din kullanılarak engellenmiştir. Şeyh Abdurrahman Suğuri “dağistan da bu hareket bitti” benden sonrada tarikat yaşayacaktır, ama bu yiğit bir tarikat olmayacaktır, demiştir. Çeçenistan da bugün iki dini akım vardır; radikallikle suçlananlar ve kıblesi Rusya olanlar “müftüler ya da işbirlikçi tarikat önderleri” Bu ikinciler, Moskova’dan gelen bir Şeriati isterler Moskova’dan gelen bu ikinci tip din anlayışı;... “dini ancak hazretlerinin bilebileceği” inancını yerleştirmeye çalışmakta... “dini bilmek bizim haddimiz değil, bizim hazretlerimiz var onlar bilmeli, ben bilmem, bilmemeliyim” düşüncesi çerçevesinde geliştirilen bu ikinci din anlayışı Rusya tarafından kollanmaktadır... Bugün tarikat, İslam’a karşı çıkartılmaktadır dağistan müftüsü duasında rusların galip gelmesini istiyor Çeçen müftüsü de öyle.
“İnsanlar var ki, güçlü iktidarlara hayrandırlar; disiplini ve ordularda görülen, amiri ve memuru belli olan düzeni severler. Bunlar tebaa zihniyetli insanlardır ve tabii olmayı, emniyeti, intizamı,teşkilatı, amirlerince methedilmeyi, onların gözüne girmeyi severler. Öbür tarafta ekmek yerine daha ziyade hürriyetten, intizam ve barış yerine daha ziyade insanın şahsiyetinden bahseden bir insan grubu vardır. Tebaa.. insanlara, otoritelere, putlara; hürriyetçiler ve isyancılar ise tek bir tanrıya taparlar. (İzzetbegoviç 1993:196-197) Aliya Müslümanlar’ın eğitiminin itaat ve korkuya, sertlik ve disipline dayandırılmasına karşı çıkar. “Müslüman mı yetiştiriyoruz yoksa tebaa mı?” başlıklı yazısında müslümanların çocuklarını itaat üzere eğitmesinin son asırlardaki gerilememizin önemli sebeplerinden biri olduğunu vurgulamaktadır..?
"140 bin ölü,151 bin yaralı,1 milyon 835 bin ikametgahını terk etmiş kişi, Sırbistan-Karadağ toplama kamplarında 156 bin tutuklu, 12 bin 100 sakat ya da özürlü,yaklaşık 38 bin tecavüze uğramış kadın,5 bin 39 savaş suçlusu, 169 toplama kampı, yerle bir edilmiş... 72 köy, yıkılmış 559 cami" Goytisolo'nun, batının Bosna soykırımı karşısındaki tavrına yönelik eleştirileri çok keskindir: Haçlar ve müslüman mezar taşlarından oluşan diziye anıtsal bir mezar dizisi daha eklemek gerekiyor: Tarihsel sırayla 1948 BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 1950 İnsan Hakları.. Şöyle de bir mezar yazısı yazmalı: “Avrupa birliği nin saygınlığı ve Birleşmiş milletlerinin güvenirliği burada yatıyor.Saraybosnada öldürülmüştür.” 1996 shf 21-32 juan Goytisolo Okumasak olmazmış. #EleştirilliktenUyuma.Müslümanların kamusal alan serüveni-#AlevErkilet-.
Reklam
İslâmi moda ya da tesettür dergilerinde sunulan/reklam edilen ürünler -binlerce avroluk takılar, pahalı ve haute couture kıyafetler- örtünmek için değil 'sergilenmek' içindir. Kamusal alan kavramı, siyaset literatüründe devlete ait olanı, kadın araştırmaları bağlamında ise evsel alanın dışında kalan alanları -özellikle de çalışma/üretim faaliyeti içinde olma anlamında- ifade ediyordu. Bugünse, eşinin servetini/statüsünü/sınıfını göstermek üzere giyinmesi ve bunu kamusal alanda sergilemesi beklenen bir Müslüman kadın imgesi ortaya çıkmaktadır. Bu noktada Veblen'in kadının tarihi boyunca kendi adına davranan bir varlık olmadığı tespitine gönderme yapmak gerekir. Ona göre kadın, kocasının statüsünü gösterenidir. Dolayısıyla, bedensel iş yapmasına izin vermeyecek kıyafetleri giymesi ölçüsünde, efendisinin statüsünü o denli başarıyla göstermiş olacaktır. İslâmi moda dergilerinin oluşturmaya çalıştığı kadın imajı, aktif bir siyasi ve toplumsal özneye, kendi yapıp ettikleriyle sosyal alanda var olan ve onu dönüştüren etken bir varlığa değil, kocasının statüsünün göstereni olan, özgürlükten yoksun, edilgen bir varlığa gönderme yapmaktadır. Alev Erkilet
Sayfa 161 - Yazıgen YayınlarıKitabı okudu
Alev Erkilet
Ahlak kişinin özel alanında uyulması gereken kurallarla sınırlı, cinsellikle ya da kadınlarla ilgili spesifik bir mevzu değildir. . . Dolayısıyla ahlakı sistemin dışına çıkaran, özele iten/ özele kapatan, kurumları değerden bağımsızlaştıran kapitalist dünya sistemin bütünsel olarak sorgulanması gerekiyor.
aliya, müslümanlar'ın çocuklarını itaat üzere eğitmesinin son asırlardaki gerilememizin önemli sebeplerinden biri olduğunu vurgulamaktadır. görseller için: twitter.com/konussiyaset/st... instagram.com/p/CB8cSXHg7V3/?...
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.