Baba? Sen ne ariyorsun burada ya, elinde o leğenle? “Yağmur yağmiyor ki, yağmur.” Baba,
Cehennemin Alevleri yağmurla söner mi? Baba.
Ama cehennem illaki ateş mi demektir, ha?
Mesela. Mesela, baba senin cehenneminde delik deşik bi' kulübenin tavanından tepene damlayıp duran yağmur suları olamaz mı?
Olamaz mı, Baba? Öyle bi' cehennemin karşılığı bi' leğense. Bi' leğen senin cennetin demekse.
“Hay Allah, bu hayat insandan insana değişiyo be, baba.” Aynı hayatta milyarlarca cehennem,
Milyarlarca cennet. Milyarlarca Nilay.
Milyarlarca. Ah! Vurma, Baba! Yanağıma vurma!
Ya şimdi sorarsın, di mi Nilay. Önce kalbimizi kır,
Sonra da, “Yüzüne n' oldu?” Bi' bok olmadı kızım benim yüzüme! Kendi kendimi dövdüm, tamam mı Nilay? Ağzımı burnumu kırdım işte!