Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Resulullah buyurur ki: “Ey dünya lezzetleriyle meşgul olanlar, bütün lezzetleri yok eden ölümü hatırlayınız.”
Başkasına zulmeden ve Allah'a isyan eden kimselere ihsan etmek iyi bir şey değildir. Çünkü zalime ihsan etmek, mazluma kötülük yapmak demektir. Oysa mazlumun hakkını gözetmek daha evlâdır.
Reklam
Allah bazen bu dini, bu dinden nasibi olmayan kişilerle bile güçlendirir.
Sayfa 151
Ashab döneminde tevhid anlayışı.
İnsanlara kızmak veya onlara meyletmek, tevhid anlayışına aykırı düşer. Çünkü her şeyi Allahdan bilen, bir insana asla kızmaz. Her şeyin gerçek müsebbibi Allah olduğuna inanan bir insan, nasıl olur da başkasına kızar? İşte ashab devri müminlerinin "Tevhid" den anladıkları mâna bu idi. Bu yüksek makam "Sıddik" makamıdır.
Puta tapmak ile nefse tapmak arasında hiçbir fark yok bence
Şu bir gerçek ki, iyi düşünen bir insan, puta tapanların aslında kendi arzularına taptığını anlar. Çünkü puta tapanı, dedelerinin dinine bağlayan nefis arzusudur. İnsan da, nefsin bu arzusuna uymuş oluyor. Nefsin, eski alışkanlıklarından birine meyletmesi, nefis arzusu adı verilen manalardan biridir
Peygamber Efendimiz bu hususda şöyle buyurmuştur: أبعض إله عبد في الأرْضِ عِندَ اللهِ تَعَالَى هُوَ الْهَوَى. "Yeryüzünde tapılan ilâhın Allah katında en kötü olanı, nefsin arzusudur." 122
Reklam
O halde nefis arzularına uyan kişi nefsini mabud (ilâh) edinmiş olur. Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: şimdi o kimseyi gördün ya kendini kendine ilah edinmiştir
Tevhid hakikati
Tevhid, dışında koruyucu iki kabuğu bulunan kıymet biçilmez bir cevherdir, insanlar cevherin özünü unuttular da, tevhid ismini kabuğa ve kabuğu korumağa verdiler. Özu tamamen unuttular. Birinci Kabuk: Yalnız dil ile "La İlâhe İllallah" demektir. Bu kabuğa tevhid ismi verilmiştir. Bu kabuk, Hıristiyanların açıkça belirttikleri Teslis (üç varlık) inancını yıkan kısımdır. Fakat bu tevhid kelimesini, kalbi kabul etmediği halde söy leyen münafıklar da vardır. Bu münafıklar tevhid kelimesini dilleriyle söyleyerek müslümanları aldatırlar.
Gerçek tevhid işte budur
Tevhidin o asıl manası şudur: "Vasıta ve sebeplere bakmaksızın her şeyi Allahdan bilmek." Tevhid ehli, hayrı ve şerri Allahdan bilir; onları Allah'ın yarattığına iman eder. Bu öyle şerefli bir makamdır ki, tevekkül, rıza, Allahın hükmünü teslimiyet halleri de, bu mertebenin meyvelerindendir. Diğer semeresi de, Hazreti Ebû Bekir'in buyurduğu şu sözdür, ölümüne sebeb olan hastalığı zamanında ona: - Sana bir tabib çağıralım? dediler. Verdiği cevab: - Beni hasta düşüren, tabiblerin tabibidir, olmuştur.
"Fıkıh" sözü, yalnız fetva ilimlerinde kullanılarak ahiret ilimlerinde ve kalblerin ahvali ile ilgili konularda kullanılması kaldırılmıştır. Bu değişikliğe in- sanların yaratılışında mevcut huylar da yardımcı olmuştur. Çünkü batın ilmi zordur ve onunla amel etmek ise çok daha zordur. Bunun için insan, tabiatı icabı bâtın ilminden kaçar. Zira bâtın ilmini elde etmekle valilik ve kadılık görevleri alınamıyor, rütbe ve servet kazanılamıyor. İşte insanın bu zayıf taraflarını bilen şeytan, fırsatı ganimet sayarak aslında güzel bir söz olan "Fıkıh" tabirini, cüz'î ve fer'î meselelere has kılarak onu güzel gösterme yolunu tutmuştur.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.