“Nico eğilip asayı yerden aldı. Bir saldırı bekliyormuş gibi Jason’a baktı. ‘Diğerleri öğrenecek olsursa-‘
‘Diğerleri öğrenecek olursa,’ dedi Jason, “sana destek çıkacak, seni rahatsız eden her kişiye tanrıların gazabını yöneltecek bir o kadar insan var yanında.’
“Nica’nun sesi kırık cam parçaları gibi çıktı. ‘Be-ben Annabeth’e aşık değildim. ‘Onu kıskanıyordun.’ dedi Jason. ‘ O yüzden de yakınında olmak istemedin… Aslında onun yanında olmak istemedin. Çok mantıklı. (…)
“Kendimden nefret ettim,’ dedi Nico. ‘Percy Jackson’dan da.’
“Makineler işlemek üzere tasarlanmıştır.
Evrenin esas olarak bir makine gibi olduğunu düşünüyorum. Kimin tasarladığını bilmiyorum; Kaderler mi, tanrılar ya da büyük T ile yazılan Tanrı mı, hiçbir fikrim yok. Ama evren çoğu zaman olması gerektiği gibi işliyor. Tabii ufak tefek parçalar kırılıyor ve bir şeyler bozuluyor ama genellikle… Olaylar belirli bir nedenle meydana geliyor. Seninle benim karşılaşmamız gibi.”
Ama artık, Athena’nın bir çocuğu için en zorlu sınavın bir görev yönetmek ya da savaşta ölümle yüzleşmek olmadığını öğrenmişti. Asıl sınav, geriye çekilmek için stratejik bir karar verebilmek, bir başkasının tehlikenin darbesini üstlenmesine izin vermekti. Özellikle de o kişi arkadaşınızsa. Sevdiği herkesi koruyamayacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmıştı. Her sorunu çözemezdi.