Ağalık vermeynen
Yiğitlik vurmaynan
Dervişlik sevmeynenmiş
Sayfa 75Kitabı okudu
Ne de olsa güneş bir yanını ışıtırken yeryüzünün , öte yanı karanlıkta kalmakta.
Sayfa 49Kitabı okudu
Reîsü'l-Kurra Gönenli Mehmet Öğütçü Efendi'den
Rıza-i ilâhiyi kazanmak, razı olunan ahlaka ve hâle kavuşmak nivetiyle gelen “can”lar; sohbet sırrına elbet mazhar olurlar. Zaten iki mümin samimiyetle bir araya gelse Mevlâ (c.c.), birinden birinin kalbine doğru güzel ve parlak bir nur verir. O nurla onlar çok daha farklı bilişir, buluşur ve anlaşırlar. Hatta bazen konuşmaya bile hacet kalmaz. İşte bu hâller sohbet makamına işaret eden nişanelerdir.
Sayfa 144 - Pruva Yayınları
kartezyen felsefeye bir takla
Bir ayağı sandalda, bir ayağı kumsalda olmayın.
Nûh'un gemisine; iman kasırgasına binin.
Mâsivâdan sıyrılın. Tevhide sarılın.
Bu dünya tufanının, Tanrı gazabının sel olmuş felaketlerinden kurtaracak, bir yükseltisi yoktur. Dağ, tepe, vs. yok işte!
Kumsalı bırak, sandaka bak!
Sayfa 132 - Pruva Yayınları
"Semalar, fezalar kadar geniş sahalar da olsa, ruhunuzun ısınmadığı, kalben anlaşamadığınız, manen bağdaşamadığınız gönül düşmanlarıyla bulunursanız, bu geniş sahalar size dar gelir... Aksine, manen anlaştığınız, kalben seviştiğiniz, ruhen bağdaştığınız, gönül, fikir ve gaye dostlarınızla iğnenin deliğinde bulunsanız, orası size geniş meydan hâline gelir."
Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1
Sayfa 121 - Pruva Yayınları
Zevk vermiyoruz gözlerine; hayallerini çok zorluyoruz.
Saçlarımızı görmek istiyorlar. Sonra sıra nereye gelecek?
Sayfa 103 - Kâmil Yeşil, LebdeğerKitabı okudu
