Matematik mi çözmeliydim, düzgün mü konuşmalıydım; geometri mi bilmeliydim, gülümsemeyi mi öğrenmeliydim? Bilemedim....
Sayfa 242 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Maraş Katliamı
Maraş'ta keskin soğuğun her tarafı jiletlediği bir aralık gecesinde tarihe "katliam" olarak geçecek olaylar yaşanmıştı. Olaylar, bir zaman önce Malatya'daki gerginlik gibi başlamış, ardından önü alınmaz saldırılara dönmüştü. Eline silah, balta, nacak, bıçak alanlar, önceden kırmızı çarpı ile işaretlenmiş Alevilerin evlerine girmiş, çoluk çocuk demeden herkesi öldürmüştü. Öldürürken, hamile kadınların karınlarını deşmişler, tecavüz etmiş, çocukları doğramışlardı.
Sayfa 151 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Kuşaklar değişecek ve onlar oldukları yaşta kalacaklardı.
6 Mayıs sabahı radyodaki soğuk ses, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ndeki Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edildiğini duyurdu. Kara bir bulut gelip köyün üstüne çöktü. Kuşlar sustu. Çocuklar sustu. Bundan sonra onların adlarını çocuklar taşıyacak, duvarlara resimleri asılacak, ağıtlar yakılacak, köprülere, kerpiç damlara isimleri yazılacak ve "ölümsüzlük" kavramı, ölümün bütün acısını üzerinde taşısa da, isimlerinin yanlarına iliştirilecekti. Kuşaklar değişecek ve onlar oldukları yaşta kalacaklardı.
Sayfa 119 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Malatya, kurulmuş bir kazan gibi kaynıyordu.
Malatya, kurulmuş bir kazan gibi kaynıyordu. Altına sürekli odun, kömür konuluyor, benzin dökülüyor, kor hale gelmiş kazan, dokunanın elini yakıyor, kıyısından köşesinden geçenlerin üzerine kaynar sular, kıvılcımlar sıçratıyor, olmadık zamanlarda olmadık kişileri yakıyordu. Alevi-Sünni ayrımının yaşandığı şehir şimdi köyleri, mezraları, kasabaları, mahalleleriyle sağcılar ve solcular olarak ikiye bölünmüş, herkes kendi keskin köşesine çekilmişti. Artık diş bilemeler bitmiş, cinayetler başlamıştı.
Sayfa 123 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Bu senenin adını hüzün senesi koyuyorum izninizle
Sayfa 218 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Korku ile korkusuzluğun birbirini beslediği bir garip zamandı. En vahşi insan, korkan insan değil midir? Can korkusunun başladığı yerde vahşet de başlamaz mı? Sadece vahşilik mi? Ölüm korkusu taşıyan insan, kendi yaşamı uğruna her şeyi göze almaz mı? İhanetten, cinayete kadar...
Sayfa 123 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Ahmet Kaya'dan:
Malatya'dan çıktım yola, yollar yanıyor Düşman sarmış dört yanımı, kurşun saçıyor Düşmüşüm bir çukura, canım yanıyor Yaşasam mı ölsem mi Karar vermek zor.
Sayfa 124 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Bir örgütün lideri ve üyeleri, bir başka örgütün liderlerini kurtarmak için kendi canını feda etmişti. Belki tam da bu sebepten, bu dönemin devrimci gençlerine duyulan sevgi ve hüzün, politik tartışmaların soğuğundan uzak, hesapsızdır.
Sayfa 117 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Haberler gösterileri, yürüyüşleri, cezaevinde bulunan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına dair işleyen yargı sürecini, ev baskınlarını, sendika eylemlerini sıralıyor ve bir ülkenin yaşayacağı kaosu, spikerin soğuk sesinden, evlere, odalara, cezaevi koğuşlarına, gece vardiyasındaki işçilerin kulağına haykırıyordu. Fısıltı değil, haykırış, komut, emir gibi çıkıyordu ses.
Sayfa 116 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Devir bacı devriydi. Öteden gelen devrimci gençler, yaşı ileri kadınlara ana, diğerlerine ise bacı diyordu. Bu bacı-kardeş ilişkisi içerisinde genç kızların gönüllerine aşk ateşi düşse de seslerini etmiyor, siyasi tartışmalarda kendilerini kanıtlamak için danteli oyayı bir kenara itip, başlarını klasik romanlara, anlamadıkları felsefe kitaplarına sokup, gözleri çift görene kadar okuyorlardı.
Sayfa 130 - İletişim Yayınları 10. Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
366 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.