Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi
"Gün doğduhep uyandık/siperlere dayandık/uğruna al kanlara boyandık"
Başbakan İnönü
Siirt, Türklüğe hevesli bir Arap şehridir.
Sayfa 77 - um:ag
Reklam
İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı Atatürk'e yazdığı rapor
İnönü, 260 bin nüfuslu Mardin'de hemen hemen hiç Türk olmadığı kanısındadır. Rapora göre Mardin nüfusunu, "çoğunlukla Kürtler, önemli sayıda Araplar ve Keldani denen Hristiyanlar" oluşturuyordu.
Sayfa 76 - um:ag
Tutuklu bulundukları İstanbul Kartal Askeri Ceza­ evinden tünel kazarak kaçmayı başaran Çayan ve arkadaşları, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askeri Mahkemesince ölüm cezasına çarptırılan De­niz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin inan hakların­daki kararın infaz edilmemesini isteyen bir bildiriyi Ünye'de kaçırdıkları ingilizlerin şifreli kasasına bırak­mışlardı. _____________________________________ Mahir Çayan ve arkadaşları, 26 Mart 1972 günü Ünye Radar Ussü'nde çalışan biri Ka­nadalı, ikisi İngiliz üç teknisyeni kaçırıp Tokat’ın Niksar İlçesi Kızıldere köyünde muhtar Emrullah Arslan’ın evinde saklanmışlardı. Rehin alınan elleri arkalarından bağlanan teknis­yenlerde Çayan'ın arkadaşlarınca hemen orada kur­şuna dizildiler.
Türk yörükleri, kendilerine özgü töreleri, ilkeleri ve üretim biçimleriyle Osmanlı zamanında "bir kalem vergiden başka hiçbir mana ifade etmeyen anlaşıl­maz bir alem olarak" kendi kendilerine yaşadılar. Osmanlı yönetimi aşiretler için de özel bir siyaset izledi. Neydi bu siyaset? Gerekçede bu siyaset şöyle anlatılmaktaydı: Aşiretleri, kendi hallerine bırakmak, hatta re­isler ve ağaların aşiret üzerindeki nüfuzlarını artır­mak ve onları, ağalar ve beyler aracılığı ile Hükü­mete bağlamak, gerek birbirleriyle gerek yerleşen halk ve aralarındaki uyuşmazlık ve çelişkileri bes­leyerek ve sürdürmek mutlak yönetimin başlıca si­yasetiydi. Eski ve yeni Osmanlı yönetiminin bütün yasaları, fermanları ve fetvaları, aşiret ağalığı, bey­liği, tıpkı aramızda bir komün idaresi özerkliği ve belediye başkanlığı şeklinde görmüş ve tanımıştır. Meşrutiyetin ilanından ve Balkan Savaşı’ndan son­ra İçişleri Bakanlığı’na bağlı göçmenlerin yöneti­minin faaliyetleri arttı. 1914 yılında aşiretlerin yö­netimi de göçmenlerin yönetimi kapsamı içine alındı.
Terör, kullanan ile kullanılanın, korkutan ile korkutulanın birbirlerine karıştığı, kahramanlık yanı olmayan, kör ve iğrenç bir mekanizmadır. Teröristin de, karanlık emellerine yönelirken, çevresinde uyandırmak istediği kahraman görüntüsüyle gerçekte hiç bir ilgisi yoktur.
Reklam
305 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.