Bir çocuğun mutlu bir yetişkine evrilebilmesi için anne- baba olarak yapabileceğimiz tek bir şey ama tek bir şey vardır: Çocuğun kendisini değerli hissetmesini sağlamak.
Bugün her konuda kolayca atıp tutarken, ahkam keserken "saygı" sözcüğünü en sık kullananlar, saygıyı içlerinde en az duyanlar, saygının ne olduğu ve ne olmadığı üzerine en az kafa yoranlar.
Reklam
Çocuğunuzun saygıyı öğrenmesini istiyorsanız ona "Saygılı ol,", "Büyüklerini say!" diye öğütlemek yerine saygı gösterin. Kendisi saygı görmeyen bir çocuk, bir başkasına saygı göstermeyi nasıl öğrenebilir? Bizim çocuğa hiyerarşik bir ilişki dahilinde öğrettiğimiz şey, saygı değil, olsa olsa itaat olabilir. "Büyüğe saygı" klişesi adı altında ona kendisini aşağıda, yani "alt" hissettirdiğimiz ve "üstüne itaat etmesini öğrettiğimiz çocuk, tabii ki hayvanlara eziyet edecek, sınavda hile, oyunda mızıkçılık yapacak, yalan söyleyecek ve sonra kendisini "üst” hissedeceği bir paye bulur bulmaz altını ezecektir
Dahası henüz anne karnındaki çocuklar üzerinde yapılan elektronik ölçümler, şu ana kadar birçok kimse tarafından göz ardı edilen bir gerçeği açığa çıkarmıştır, çocuk hem sevgiyi hem ilgiyi hem de kötü muameleyi en başından beri hissetmektedir.
Alice Miller, istenmeyen çocukların büyüdüklerinde de kendi yaşama ihtiyaçlarından hep korktuğunu, bedenlerinde o eski korku ve gerginliği gizli ve bastırılmış bir algı olarak barındırdıklarını anlatıyor
Koşulsuz seven ve affeden, sınırsız hoşgörüsü olan, yerleşik kabulün aksine anne-baba değil, çocuktur. Çocuk anne-babasını anne-babası ona nasıl davranırsa davransın sever ve zaten çocuğun dramı da buradadır. Anne baba, ne yaparsa yapsın çocuğun onu bir şekilde sevmeye ve saymaya devam edeceğini, affedeceğini içten içe bildiği için böyle rahattır.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.