Bütünlük ve eksiksizlik içinizden gelmek zorunda. Özel birini bulmak yakınlık ve bağlanmayla ilgili sorunları iyileştirmeyecektir. Sizi işinizde daha mutlu yapmayacak, yükselmenizi sağlamayacak, notlarınızı birdenbire yukarıya çıkarmayacak, kom­şularınızı ya da belediye meclisini daha iyi bir duruma getirmeyecektir. Mutsuz, yalnız bir insansanız, yine mutsuz bir eş olacaksınız. Bir kariyere başlayamadıysanız, özel birini bulmak sizi bir eşi olan, kariyersiz bir insan yapacak. Yetersiz bir anne-babaysanız, bir ilişkide de yetersiz bir anne-baba olacaksınız.
Yürümeyen ilişkileri iki neden yüzünden sürdürürüz. İlk neden, bunların değişeceğini ummamız, ikincisi de bize her iliş­kinin yürümesi gerektiğinin öğretilmiş olmasıdır.
Reklam
llişkilerimiz saf olursa, evrenin işlemesine izin verirsek ve dersler karşımıza çıktığında bunları kavrarsak, ilişkilerimiz eninde sonunda her iki taraf için de verme, serbestçe gelişen bir ortaklık ve paylaşım üzerinde kurulacaktır. Bir kez onları değiştirmeye çalışmaktan vazgeçtiğimizde, yanılsamalar olmadan da sevginin gücünü hissedebiliriz. Plan yapmak, savaşmak, mücadele etmek, idare etmek ve kontrol etmek zorunda değilsiniz. Artık daha fazla "Onu kontrol etmezsem; bunu yapmayacağından korkuyorum" ya da "Bir şeyleri değiştirmezsem, olmasını istediğim kişi olmayacak" yok. Gerçeklerimizi karşımızdaki kişiyle paylaşmayı öğrenmemiz gerek. Üzücü olduğunu düşündüğümüz bir şeyi karşımızdakiyle yüzleştirmede yanlış olan bir şey yok. Ama bir beklentiyle birlikte yüzleştirme yapmak idare etmek demektir. Evet, paylaşmalı, kendi gerçeklerimizi anlatmalıyız, ama bunları sadece istediğimiz tepkileri almak için yapmamalıyız.
İnsanları o an içinde görmek, geçmişe ya da geleceğe odaklanmaktan daha zor olabilir. Uzun zaman önce yaptıkları bir şeyin anılarına kaç kere tutunmuşuzdur? Özür dilemiş ve değiş­miş olmalarına karşın, mutsuz anıların o kişiler hakkındaki o günkü düşüncelerimize renklerini katmalarına kaç kez izin vermişizdir? Kendimize göre ajandalarımız var, hala onları cezalandırmak ya da onlara geçmişte kalan acıları göstermek isteriz. Sevdiklerimize karşı olan kanıtları bir araya getirip içerlemeleri biriktirerek duygularımıza tutunuruz. Geçmişte kalan acılara tutunursak, artık o kişileri sevmenin anlamını da yitiririz. Bu ho­şa gitmeyen duygulara tutunmaktansa, incitildiğimiz zaman ve bizi inciten kişiye "Ah!" demeyi öğrenmemiz gerek. Bunu yapabilirsek ileri gidebiliriz.
İşlerin nasıl olacağıyla, stratejilerimiz ve ajandalarımızla ilgili gelecek zamandaki resimlerden ve yanılsamalardan vazgeçersek, sevgi de kendine ait bir yaşam edinecektir.
Tıpkı ölümü bir beceremeyiş olarak yargılamamız gibi, iliş­kileri de sürmemeleri durumunda beceremediğimiz bir şey gibi hissederiz. Tıpkı, tek tam ve başarılı hayat doksan beş yıl sürmüş olan hayattır dememiz gibi, tek başarılı ve tam ilişkinin de sonsuza kadar süren ilişki olduğunu hissederiz. Gerçek, ilişkilerin sadece altı ay sürse bile başarılı olduğu ve bizi iyileştirdiğidir. Kendilerinden bekleneni yerine getirirler. Artık daha fazla ihtiyaç duyulmadıklarında, tam ve başarılıdırlar.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.