Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
*Temizlik*
Temizliği maddi ve manevi yönüyle bir bütün olarak görmemiz gerekir. Birini yapıp diğerini terk etmemiz eksikliktir. Bu nedenle, bir yandan elbise, beden ve çevre temizliğine; diğer taraftan da kötülüklerden kaçınarak manevi temizliğe dikkat etmemiz gerekir. Sağlığımızı korumanın yolu da temizlikten geçer. İç dünyamızın temiz olması, ruh sağlığımızı; vücut ve çevre temizliği ise beden sağlığımızı korur. Temizliğe dikkat etmemek pek çok hastalığa neden olduğu gibi kin tutmak, nefret etmek, yalan söylemek ve iftira atmak gibi davranışlar da ruh sağlığımızı olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle dinimiz her yönüyle temiz olmamızı öğütlemiştir. Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmuştur: “… Allah temizdir, temizliği sever.” Birçok ibadeti yapabilmemiz için temiz olmamız şarttır...
Fatih'in Vasiyetnamesi
“Ben ki İstanbul Fatihi, Fatih Sultan Mehmet, bizatihi alın terimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul’un Taşlık mevkiinde bulunan yüz otuz altı dükkânımı aşağıdaki şartlar doğrultusunda vakfediyorum. Şöyle ki: Bu gayrimenkullerimden elde edilecek gelirlerle İstanbul’un her sokağına ikişer kişiyi tayin ettim. Bunlar, ellerine bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü alarak günün belirli saatlerinde bu sokakları gezsinler. Bu sokaklara tükürenlerin tükürükleri üzerine bu tozu döksünler. Bu kişilerin yevmiyeleri yirmişer akçedir…Ayrıca yaptırdığım aşevinde şehitlerin aile fertleri ve İstanbul’un fakirleri yemek yesinler. Eğer bu kimseler yemek yemeye veya yemeklerini almaya gelemezlerse yemekleri karanlıkta kimsenin göremeyeceği bir şekilde kapalı kaplar içerisinde evlerine götürülsün.” (Yaşar Fersahoğlu, Dinler ve Çevre, s. 214’den uyarlanarak alınmıştır.)
Reklam
Allah'ım! Sen duyurmazsan ben duyamam, Sen söyletmezsen ben söyleyemem, Sen sevdirmezsen ben sevdiremem. Sevdir bize hep sevdiklerini, Yerdir bize hep yerdiklerini, Yâr et bize erdirdiklerini…
"... Duânız ve kulluğunuz olmasa Allah size ne diye değer versin..."
Sayfa 112
Necip Fazıl Kısakürek bir gün vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp: -Üstad, peygamberlere ne diye gerek duyuldu ki? Biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik, diye sorar. Necip Fazıl: -Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçsene karşıya, cevabını verir.
Sayfa 101
Sahabe-i Kiram, bir araya geldiklerinde ayrılmadan önce mutlaka aralarından biri Asr sûresini okur, sonra selamlaşarak ayrılırlarmış.
Sayfa 93
Reklam
“Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.” Müslim, “Zikir” ٦٥/٦٦