Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ya annesini ya da karısını soğutma düşüncesi katlanılmazdı ve aralarında seçim yapmak zorunda olduğunu hissediyordu. Sorunu, ikisine de evet diyerek (ya da en azından hayır demeyerek) “çözüyor”, sonra da her birini yatıştırma çabasıyla sinsice ve gizli kapaklı bir biçimde davranıyordu.
Babam evlendiğinde işler sarpa sarmaya başlamıştı. Yumuşak bir mizacı olan ve herkesle iyi geçinen Rose, hızla Archie’nin annesinden nefret etmeye başlamıştı. Archie’yi mahvetmekle, şımartmakla ve imkânsız bir biçimde kontrolcü ve buyurgan olmakla suçluyordu onu. Hayatındaki iki en önemli kadın arasında gerilim artarken babam, üçgen içinde rolünü nasıl idare edeceğini bilemiyordu. Annesi, “Para gönder!” dediğinde Rose, “Para göndermiyoruz. Elimizdeki kendi ailemize bile yetmiyor,” diyordu.
Reklam
Belki de kendi sesiyle konuşmak, terk etme riskini beraberinde getiren bir sadakatsizlik ve ihanet edimi sayılıyordu. Babam, annelerinin otoritesine meydan okuyan ablasının onarılmaz, acı bir biçimde ondan uzaklaşmasını izlemişti.
Archie annesinin sadık oğluymuş. Annesinin bayrağını dalgalandırmayı, boş sepetini doldurmayı, hiçbir zaman iyi gitmemiş ve uzun sürmemiş acı bir evlilikte babasının güvenilir müttefiği olmayı görev edinmiş. Archie, hayatı boyunca annesine bir kez olsun hayır dediğini anımsamıyordu. Onunla sürtüştüğünü, hatta “Biliyor musun anne, ben durumu farklı görüyorum,” dediğini hatırlamıyordu. “Onunla fikir ayrılığına düştüğün ya da karşı bir görüş ifade ettiğin oldu mu hiç?” diye sorardım. “Hayır,” derdi.
Zıvanadan çıkan herkes, bir daha dönmemek üzere ilişkiyi koparmış. Farklılıklar hoşgörülmediğinden, bir aile üyesiyle mücadele ettiğinizde, o kişi sizi hiç affetmeyebilir, sizinle konuşmayabilir, varlığınızın farkına bile varmayabilir. Babamın ait olduğu ilk ve en etkili grupta gözlemledikleri düşünüldüğünde, düsturunun “Kelimeler bir kez söylendiğinde asla geri alınamaz” olmasına şaşmamak gerekir.
Annemle babamın evliliği doğal bir uyuşma olmuş. Ailesinin en büyük çocuğu olan annem, kardeş grubu içinde lidermiş, babamsa kendi ailesinde ikinci çocukmuş; ergenlik çağında bile güçlü iradeli ablasının peşinden hiç ayrılmadığından, çoğu zaman arkadaş oldukları sanılırmış. Yalnızca bu açıdan bakıldığında bile, Rose’un yönetimi ele alması ve Archie’nin uyum sağlaması bir dereceye kadar mantıklıydı. Ama doğum sırası, aile yaşamının zengin dokusunda sadece bir ilmektir ve kendi başına babamın aşırı uyumunu açıklayamaz.
Reklam
“Hayır, Rose, seninle aynı fikirde değilim,” diyerek inancına bağlı kaldığını hiç anımsamıyorum. Aksine, hiçbir şey söylemez, yüzeyde uyum sağlar, sonra da gizlice canının istediğini yapardı.
Ama ilk başta iki kişiyi birbirine çeken özellikler çoğu zaman ileride şikâyetlere neden olur. “Kavga etmez o,” derdi annem. “Bunu tartışmaz bile,” bu, işin içinde duyguların olabileceği herhangi bir konuydu.
Babam her şeyden çok kavgadan nefret ederdi. Çatışmaya girmeyi basitçe reddeder ve gelişini gördüğünde odadan çıkardı. Sesini yükselttiğini ya da kızgınlığını doğrudan ifade ettiğini bir kez olsun görmedim. Kendi babasının öfkeli mizacından korkarak büyümüş olan annem, başlangıçla Archie’nin yumuşak tarzını, ne pahasına olursa olsun barışı sürdürmeye adanmışlığını cazip bulmuştu. Ama ilk başta iki kişiyi birbirine çeken özellikler çoğu zaman ileride şikâyetlere neden olur. “Kavga etmez o,” derdi annem. “Bunu tartışmaz bile,” bu, işin içinde duyguların olabileceği herhangi bir konuydu.
Her şey sakin ve yüzeysel olduğunda, babam sevimli ve eğlenceliydi. Susan’la benim, birlikteliğimizden ve sohbet etmekten büyük zevk aldığımız aile yemeklerine ilişkin harika anılarımız var. Ama ele alınan konu duygusal açıdan yüklü olduğunda, babam içine kapanırdı.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.