Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Elinde dumanı tüten bir silahla bir cesedin başında adam bulmak, öldürmenin hangi maksatla yapıldığına dair herhangi bir ipucu vermez. Ortada cinayet ve nefsi müdafa durumu durumu olabilir. Dolayısıyla adamın katil olup olmadığına emin olmayız.
Sayfa 94 - TimaşKitabı okudu
1.Dünya savaşı yıllarında Türk halkının maruz kaldığı mezalim ve katliamlar bir kez daha listelenerek gözler önüne serilmektedir. Ayrıca bu belgeler , Osmanlı idaresinin din, ırk veya başka bir özellik gözetmeksizin tüm vatandaşlarına adil ve eşit muamele yaptığını açıkça göstermektedir.
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
Tehcir Emrinin Sebepleri
“Enver Paşa’nın yakın bir dostu ve sırdaşı olan Alman deniz ateşesi Hans Humann, 17 Ağustos 1915’te Morgenthau’ya, başlangıçta Enver Paşa’nın sadakatlerini ispat etmeleri için Ermenilere bir fırsat tanımayı düşündüğünü ve yumuşama niyetinde olduğunu anlatmıştır. Bununla birlikte, Van’da yaşanan olaylardan sonra Enver Paşa, ‘sırtından vurulma tehlikesi olmadığından emin olmak istediği konusunda ısrar eden’ ordunun baskılarına boyu neydi. Sonuç olarak Ermeni cemaatini zarar veremeyeceği bir yere gönderme kararı aldı.”
Sayfa 252 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Ermeni Tehciri: Amerikan Arşivleri
“… İlk Ermeni kafilesinin Trabzon’dan ayrılmasının üstünden henüz kısa bir süre geçmesine rağmen, tehcir edilen Ermenilerin kasabadan çıkarılır çıkarılmaz katledildiğine ve Ermeni konvoyunun takip ettiği yola paralel akan Değirmendere’nin cesetleri dolduğuna dair söylentiler kasabada yayılmaya başlamıştı. Bergfeld’in vurguladığına göre, Türkler hakkında inanılmaz suçlamalar kasabada iyice popüler olmuştu. Deredeki cesetlerle ilgili hikâyeler öylesine yaygın bir hâle gelmişti ve bunların gerçekliğinden kimse şüphe etmez olmuştu ki, Bergfeld bu rivayetin doğru olup olmadığını kontrol etmeye karar verdi. 17 Temmuz günü, tarafsız şahit olarak yanında götürdü Amerika Konsolosu eşliğinde, dört saat boyunca akarsuda kürek çekmesine rağmen yalnızca bir ceset bulabildi. Dahası Değirmendere’nin, hem taşıdığı su miktarı çok düşük olan hem de çok sayıda küçük ve sığ kola ayrılan bir akarsu olması nedeniyle, dereye çok sayıda ceset atılmış olmasının ve bunların denize doğru taşınmış olmalarının kesinlikle ihtimal dışı olduğu kanısına vardı. Nitekim aynı günlerde, yola çıkan ilk grubun, bir kişi bile fire vermeden Erzincan’daki varış noktasına ulaştığı haberi geldi.”
Sayfa 236 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
1892 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nda kurulan İstatistik Umum Müdürlüğüne, aynı yıl Nuri Bey, 1892-1897 yılları arasında Fethi Franco isimli bir Musevi, 1897-1903 yıllarında Mıgırdıç Şinapyan adlı bir Ermeni ve 1903-1908 yılları arasında ise Robert isimli bir Amerikalı başkanlık yapmıştır.* Kaçaznuni'nin kastettiği “Ermeni vilayetleri” Osmanlı
Sayfa 18 - Remzi Kitabevi, birinci basım: Nisan 2015Kitabı okudu
Reklam
Katliamların Failleri Kimlerdi: Kürtlerin Rolü
“Türk Jandarmalar ile Ermeni konvoylarının katledilmesi ve yağma edilmesi için sıklıkla işbirliği yaptığı doğrudur. Fakat Kürtlerin Ermenileri öldürmeye zorlanmış olduğu fikrini destekleyen tek bir kanıt bile yoktur.” “Bazı Kürtler, bilhassa Dersim dağındaki Alevi Kürtler, Ermenilere sığınak sağladılar. Bununla birlikte, anlaşılan o ki, 1915-1916 yıllarında çok sayıda Kürt, Ermeni katliamlarına aktif ve hevesli bir şekilde katıldı. Bunu yapmalarının başlıca sebebi ganimet arzusuydu. Kürtleri kışkırtmaya veya zorlamaya gerek yoktu.”
Sayfa 350 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Tehcir Süreci: İstanbul ve İzmir
“İtilaf devletlerinin Çanakkale Boğazı’na çıkarma yaptıkları 24 Nisan 1915 gecesi, şehrin önde gelen Ermenileri arasından birkaç yüz kişi tutuklanarak tehcir edildi ve hemen ardından oturma izni olmadığı hâlde yakalanan binlerce Ermeni tehciri edilmeye başlandı. Bununla birlikte, başkentte yerleşik Ermeni nüfus hiçbir zaman bir toplu tehcir programına tabi tutulmadı ve bu Ermenilerin çok büyük bir kısmı hiç zarar görmeksizin hayatta kaldı.”
Sayfa 323 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Milliyetçi duygular ilk olarak Ermeni diaspoarsında ve büyük şehirlerde gelişti,aşamalı olarak doğu vilayetlere yayıldı. Protestan misyoner ve okulları, bu radikalleşmede sürecinde önemli rol oynadılar.Hem devlet hemde ermeni kilisesi, bu yabancıların ve getirdikleri batılı fikirlerin yayılmasını engellemeyi denediler, fakat çoğu Amerikalı ve Alman olan misyonerlerin sayısı artmaya devam etti. Bir sayıma göre, 1895 te, Anadoluda 878 yerli yardımının destek verdiği 176 Amerikalı misyoner görev yapıyordu. Bunlara 12.787 üyesi olan 125 kilise ve 20.496 öğrencisi bulunan 423 okul kurmuşlardı.
Sayfa 28 - TimaşKitabı okudu
Bakanlar Kurulu'nda konuşma yapan Talât Paşa, Ermeni tehcirini şu sözlerle gerekçelendiriyordu: "Gelecekte Avrupalı büyük devletlere Türkiye'nin iç işlerine karışma fırsatını asla vermemek için, yabancı unsurlar içermeyen bir Türk birliği kurmamız lâzım gelmektedir." Kudüste'ki Ermenilerin tarihini araştıran bir yazarın doğru bir şekilde belirttiği gibi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Arap vilayetlerinde yaşayan Ermeniler tehcir edilmedi ve bunun nedeni, tam olarak, "bu bölgelerde Türkler'in yaşamıyor olması ve burada büyük bir Ermeni nüfusun var olup olmamasının, Türkler'in bu topraklar üzerindeki siyasal hak iddialarını etkilemeyecek olması idi. Güçlü bir "Türk birliği" kavramı, Jön Türk liderleri arasında yadsınamaz bir etkisi olan Pan-Turancılık ideolojisiyle de örtüşmektedir.
Sayfa 254
135 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.