Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
2. Abdülhamit...
Tanzimat dönemi devlet adamlarının, devlet teşkilatını rasyonelleştirme ve modernleştirme işlerini devam ettirdi. Laik mahkeme ve laik eğitim sisteminin yaygınlaşmasını destekledi. Medreseyi, kendi haline terk etti: Medreseler, hükümdarlığının sonuna kadar asker kaçakları için bir sığınak hizmeti veren, kadro ve mali açıdan yetersiz kurumlar haline geldiler.
Osmanlıların çok sayıda dini tebalarına ulaşmanın vasıtası olan Ortodoks Kilisesi, temel bir Osmanlı yönetim birimiydi. Devlet, Ortodoks Kilisesine bağlı kişilerin dahili yönetimlerini Ortodoks patrikliğine bırakmıştı .
Reklam
Tanzimat'ın mimarları laik olmalarına rağmen , Osmanlı İmparatorluğu'nun dini yapısının bir yönünün politikaları üzerindeki etkisinden kurtulamadılar. Hala, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesini din kaynaklı teori çerçevesinde düşünmüyorlardı.
...bir Türk gazetecisi, Mülkiye Mektebi'n de öğrenci olarak bulunduğu yıllarda, kendi ilmi dünya görüşünün nasıl şekillendiği; saray hekimi Salih Efendi tarafından verilen botanik dersinin bitkilerin hayatını kristal netlikteki açıklamalarıyla, kendisinin ve diğer öğrencilerin kafalarının 'hurafelerden arındırıldığını' hikaye eder.
Vefik Paşa, Bursa vilayeti valisi bulunduğu bir sırada, vilayet merkezi olan Bursa, dini geleneklerin derinden tesiri altındaydı ; bundan yılmayan Vefik Paşa, Moliere'den yaptığı çeviriyi sahnelemek için şehirde bir tiyatro kurdu ve memurlarından sezon biletlerini satın almalarını istedi. Mahalli Nakıbü'l-Eşrafı Asım Bey, valinin, İslami bir memuriyet olan yüksek bir statüde bulunmasından dolayı, ciddiyetten uzak böyle bir gösteriye katılamayacağını iddia etti.9 Bunun üzerine Vefik Paşa, Asım Bey'in ahırlarının etrafını belediyeye duvarla çevirtti. Başka bir münasebetle, bir teftiş gezisi sırasında, bir tekke kulübesinin haydutlar tarafından sığınak olarak kullanıldığını öğrenince, yapıyı derhal yıktırmıştı.
...daha 1880'lerde Osmanlı devlet adamı Saffet Paşa (1814-83)'nın, Türkiye'nin 'kısaca, medeni bir devlet haline gelmesi için Avrupa medeniyetini bütünüyle' benimsemesini nasıl ısrarla tavsiye etmiş olduğunu anlayabiliyoruz. Bu tavsiye gizli olarak yapılmıştı; fakat Saffet Paşa konu ile ilgili olarak benzer sertlikteki tavsiyeleri bizzat kamuoyu önünde belirtmişti;8 onun tavsiyesi, çoğu meslektaşlarının düşüncelerinin tam bir özetidir. Medrese eğitimi görmüş olan Saffet Paşa'nın, söz konusu eğitim geçmişine nisbetle, almış olduğu mesafeye dikkat etmek gerekir.
Reklam
Laikleşme (secularisation), çok daha önceleri Tıbbiye (1827)'nin ve Harbiye (1834, 1846)'nin kurulmasıyla, yüksek eğitim kurumlarında başlamıştı. Bir yenisi, laik hukuk mektebi 1880'de faaliyete başladı.
Tanzimat'ın bu konudaki en önemli eğitim başarısı, eğitim kadrolarına yönelik politikasının temel taşı olan Rüşdiye idi. Buradan mezun olanların iyi seviyede matematik bilmeleri, iyi bir takrir yazabilmeleri için Türkçe kompozisyon dersleri almış olmaları, dünya coğrafyası ve tarihi ile ilgili bilgi sahibi olmaları gerekiyordu.
Devlet, 1847'de özel desteklerle veya hayırseverlerin bağışlarıyla finanse edilen mahalle mektepleri yerine, bizzat kendisinin finanse ettiği ilkokullar sistemini getirmek suretiyle, eğitim safhası üzerindeki doğrudan kontrolünü arttırdı.
Osmanlı laik bürokrasisi topluluğu, politikanın hazırlanmasında ve yürütülmesinde yüksek rütbeli ulema ile işbirliği yapmış olmasına rağmen, uzun süreden beri birtakım meselelerde onlarla aynı fikri paylaşmıyordu.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.