Mehmet Akif farkı <3
Safahat’ın 6. kitabı olan Âsım’ın edebiyatımızda müstesna bir yeri vardır. Âsım, neredeyse bütün edebiyat tarihçileri, araştırmacıları tarafından Mehmed Âkif’in olgunluk eseri, şaheseri olarak kabul edilmekedir. Hep hayatın içinden konuşan şair, bu eserinde Birinci Dünya Savaşı’nı arkaplana alarak düşüncelerini ve toplum tasavvurunu ortaya koymaktadır. Birinci Dünya Savaşı’nın bizim için mühim olduğu kadar bütün dünya tarihi için önemli olan bir sahnesi, Çanakale ve Çanakkale’de savaşan gençlik Mehmed Âkif’in esas konusudur. Millî şairimiz, bu kitabında bir gençlik modeli ve projesi ortaya koymaktadır. Aklı fikri yerinde, bilgili, müsbet ilimlere vâkıf, ama maneviyatı da kuvvetli ahlâklı bir gençlik. Bu gençlik, fizikî gücünü manevî gücüyle birleştiren “bütün insan” demektir. Döneminde pozitivizmin tesiriyle, insanın sadece maddesine, fiziğine yönelik gençlik projeleri revaç bulurken, Mehmed Âkif bu eserinde bütünü gözeten modelini Âsım karakteri etrafında çizmiştir.
Sayfa 4 - Yazar Yayınları | PDFKitabı okuyacak
EZANLAR...
Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı, Zeminden yükselip,göklerde vahdetzâr-ı Yezdân-ı, Ararken, dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı. Ne lâhûtî sadâ "Allahu Ekber!" sarsıyor cânı... Bu bir gülbank-i Hak'tır, çok mudur inletse ekvânı? *Sekrân= sarhoş olmak *Sayha= çığlık *lâhûtî= tanrısal *Ekvân=varlık alemi
Sayfa 90
Reklam
Bunalan ruhuma ister bir uzun boylu sefer; Yaşamaktan ne çıkar günlerim oldukça heder? Bir güler çehre sezip güldüğü yoktur yüzümün; Geceden farkını görmüş değilim gündüzümün.
MEZARLIK
Şanlı bir târîhsin:Mâzî-i millet sendedir. Varsa ibret sendedir,hikmet de elbet sendedir; Devr-i İstîlâ durur yâdında, devlet sendedir! Çünkü hürriyyet,hamâset sende, gayret sendedir, Zindegî zillettir artık,bence izzet sendedir! *Hamâset=yiğitlik,yüreklilik *Zindegî=Hayat
Sayfa 37
Bekayı hak tanıyan, sa'yi bir vazife bilir; Çalış, çalış ki beka, sa'y olursa hakkedilir.
Koca bir mahşer-i îman ki ezelden medhûş... Sineler vecd ile pür-cûş,dudaklar hâmûş!
Reklam
Bin hakikat sırıtırken kıyısından denizin, Diyeceksin ki:" Hayalin yeri yoktur... Boşuna!" Ya şu timsâl-i İlâhî de mi gitmez hoşuna?
İnsan
Haberdâr olmamışsın kendi zâtından da hâlâ sen, “Muhakkar bir vücûdum!” dersin ey insan, fakat bilsen... Senin mâhiyyetin hattâ meleklerden de ulvîdir: Avâlim sende pinhândır, cihanlar sende matvîdir : Zeminlerden, semâlardan taşarken feyz-i Rabbânî, Olur kalbin tecellî-zâr-ı nûrâ-nûr-i Yezdânî. Musaggar cirmin amma gâye-i sun’-i İlâhîsin; Bu
Mezarlık
Şu mâsivâ denilen kayd-ı ukde-ber-ukde Kırılmadan olamaz rûh bir dem âsûde. Fakat kırılmak için böyle bir zemîn ister... Zemîn değil yalınız, kalb-i âhenîn ister!
Şi'r için "gözyaşı" derler; onu bilmem, yalnız, Aczimin giryesidir bence bütün âsârım! Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım! Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa; Oku, zîrâ onu yazdım iki söz yazdımsa.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.