Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.”
Daha ilk cümlesiyle bile kitabın sonunu merak ettiren bir konu… Sayfalar ilerledikçe Gregor’un hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışmasına ve ailesinin, yakın çevresinin bu durum karşısındaki bocalamalarına tanık oluruz.
“Scobie için yuva denilen şey, eşyaların azalması; sağlam, dostça, hiç değişmeyen bir biçimde en az sayıya inmesiyle oluşurdu. Oysa Louise için yuva, bir birikim demekti.”
Duygusallık, paraya düşkünlükten daha da tehlikelidir; çünkü duygusallığı belirli bir fiyatla sınırlamanın yolu yoktur. Rüşvete düşkün birine beklediği paradan daha azını verirseniz bu adamın böyle bir rüşveti kabul etmeyeceğini güvenebilirsiniz. Ama bir adı duyunca, bir fotoğrafı görünce hatta bir kokuyu anımsayınca insanın yüreğini sarıverir duygusallık.
Aslında gerçeğin hiçbir insana yararı olmamıştır.Matematikçilerin ve felsefecilerin peşinde koştukları bir simgedir gerçek. İnsan ilişkileri söz konusu olunca iyi yürekli davranıp yalan söylemek, bin gerçeğe bedeldir.