Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tamamen rasyonel, başka bir deyişle sonsuz, sabit ve homojen bir mekan konstrüksiyonunu garantiye alabilmek için, "merkezi perspektif" aslında dile getirilmeyen son derece önemli iki temel öncülden hareket eder: Bunlardan birincisi, hareketsiz tek bir göz­le bakıyor olduğumuz öncülüdür; diğeri ise, görme piramidini bö­len düzlemsel arakesitin, bizim optik imgemize muadil bir repro­düksiyon olduğudur.
Peter Aurelius’un dediği gibi “her şey yalnızca kendinden ötürü tektir, başka hiçbir şeyden değil”.
Reklam
Algı sonsuzluk kavramını tanımaz; daha baş­tan, algılama yetisinin belli sınırlarına, dolayısıyla da bilinçli ola­rak sınırlandırılmış mekansal alana bağlıdır. Ayrıca nasıl algılanan mekanın sonsuzluğundan söz edemiyorsak, homojenliğinden de söz edemeyiz. Geometrik mekanın homojenliği nihayetinde, tüm unsurlarının, bu mekanda birleşen
İçsel Anlam veya İçerik:
"Bu anlam, bir ulusun, bir dönemin, bir sınıfın, bir dinsel ya da felsefi düşüncenin bir şahsiyet tarafından bilinçsizce değerlendirilip bir eserde somutlaşan temel tutumunu açığa vuran esas ilkeler saptanarak anlaşılır."
Sayfa 29 - Pinhan Yayıncılık, Eylül 2012Kitabı okudu
Perspectiva latince bir sözcüktür, 'içinden bakmak' anlamına gelir.
Skolastik öncesi düşünce akıl ile inancı geçirimsiz bir duvar ile bir birinden ayırmıştı; tıpkı Romanesk bir yapının, binanın içinde de dışında da bulunsak, bize sı­nırları kesin bir biçimde belirlenmiş ve geçirimsiz bir hacim izle­nimi veriyor olması gibi. Mistisizm aklı tamamen inancın içine itti; nominalizm ise akıl ile inancı tamamen birbirinden ayırdı.
Reklam
Mütekammis
Şimdi bazı çevrelerde tarihte "mega" dönemlere ilişkin bir kuşkucu­ luk var. Bu anlayış, geçmişe "üstünlük taslayarak" bakmanın, Rönesans'ı ortaçağın karşısına koyan 19. yüzyıla özgü bir versiyonu olarak görülüyor. Ayrıca, Erwin Panofsky gibi 20. yüzyıl tarihçilerinin işaret ettiği, çok sayı­ da başka "yeniden doğuş"un olduğu açıktır: Karolenj, Otto, Anglosakson ve Kelt-Cermen rönesansları. Yani, klasik antikçağı keşfeden sadece 14. ve 15. yüzyılların İtalyanları değildi. Ne var ki, bu çekincelere rağmen, İtalyanların olup bitenleri -herkesten daha fazla- kavradığı hala doğru­ dur. Panofsky bile İtalyan Rönesansı'nın bir "mutasyon" olduğunu, bir "evrim" den ziyade iletiye doğru kesin ve geri dönülmez bir adım olduğu­ nu teslim eder.
Sayfa 555 - 18. Sekülerliğin Sahneye Çıkışı: Kapitalizm, Hümanizm, Bireycilik, Yapı Kredi Yay. İstanbul, 2015
"İkonografi, sanat eserlerinin biçimleri karşısında konuları veya anlamlarıyla ilgilenen sanat tarihinin bir koludur."
Sayfa 25 - Pinhan Yayıncılık, Eylül 2012Kitabı okudu
Buradan hareketle (sadece perspektif konstrüksiyona değil) perspektif mekan anlayışına birbirinden tamamen farklı iki cephe­den savaş açılabildiği de nihayet açıklığa kavuşmaktadır: Platon, en mütevazı başlangıç aşamalarındayken bile perspektifi lanetle­mişti, çünkü perspektif şeylerin "hakiki ölçüleri"ni çarpıtıyor, ger­çekliğin ve nomos'un (yasa) yerine öznel görünüm ve keyfiliği yerleştiriyordu.En modem estetik düşünce ise tersine perspekti­fi, sınırlı ve sınırlandırıcı bir rasyonalizmin aleti olmakla suçlaya­ caktır. Antik Yakın Doğu, klasik antik dönem, ortaçağ ve Botti­celli'ninki gibi bir biçimde arkaistik olan bütün sanatlar,öyle ya da böyle tamamen perspektifi reddetmiştir, çünkü perspektif öz­nellik-dışı ya da öznellik-üstü bir dünyaya bireysel ve rastlantısal bir unsur yerleştiriyor gibi görünmüştür. Dışavurumculuk da, son zamanlarda yine yeni bir yön değişikliği gerçekleştiği içindir ki, perspektiften kaçınmıştır ama tam tersi bir nedenle; perspektif, İz­lenimciliğin bile bireysel biçimlendirme iradesinden esirgemek zorunda kaldığı o nesnellik kalıntısını, yani gerçek üçboyutlu me­kanı onaylamakta, güvenceye almaktadır.
Perspektif bu görme mekanını matematikselleştirmektedir, ama aslında matematikselleştirdiği görme mekanıdır demek daha doğ­rudur - Perspektif bir düzenlemedir, ama optik görüngünün dü­zenlenmesidir. Perspektif ister "hakiki varlığı" buharlaştırarak onu görülen şeylerin basit ifadesi haline sokmakla, ister özgür ve adeta tinsel bir biçim tasavvurunu görülen şeylerin basit ifadesine bağla­makla suçlansın, nihayetinde bu bir vurgu meselesinden başka bir şey değildir.
86 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.