... ve bu parçalanan kutu benzeri yapıda yaklaşık yirmi bir metre çaplı bir kemerde kayarak düşüp sersemlemiş ve çömelmiş olan Rowland'ın kesilen başı kanıyordu ve hâlâ ağlayacak kadar çok korkmuş olan küçük kızı göğsünde tutuyordu
Günümüz sosyal bilimcilerinin gelişimsel çerçeveden kaçınmalarına rağmen, aslında en nitelikli sosyoloji kuramları buradan yola çıkılarak oluşturulmuştur. Comte, Marx, Spencer, Weber ve Durkheim'dan bahsetmek yerinde olacaktır (antropolojiden daha belirgin örnekleri vermek gereksizdir: Maine, Morgan, Tylor, Robertson Smith ve Frazer gibi...). Bu insanların tümü, karşılaştırmalı ve evrimsel bir alana yönelmişlerdir. Spencer ve Durkheim'in çalışmaları Avrupalı olmayan toplumlar hakkında muazzam bir bilgi kaynağıdır; Weber ise daha çok Asya'ya yönelmiştir. Fakat bu çalışma alanları, genellikle modern endüstriyel toplumun yükselişiyle birleşen bir tür kavim-merkezli, fakat oldukça önemli bir sorunsaldan çıkılarak yapılmıştır. Bu sorun Parsons'un sıklıkla yinelediği bir yerde odaklanır: "Öyleyse neden arada konumlanmış gelişkin Doğulu toplumların hiçbirinde modernleşmeye doğru bir kopuş yaşanmadı?"