Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
'Aşk yalnızca cinsel olamaz, çünkü o zaman bencilcedir ve bencilce olduğu için de yaratmaz, yıkar.''
"Duygusal" ile "duyarlı"yı ayırt etmemiz lazım. Duygusal biri boş zamanlarında gayet gaddar olabilir. Oysa duyarlı biri asla zalim değildir.
Reklam
'Duygusal' ile 'duyarlı'yı ayırt etmemiz lâzım. Duygusal biri boş zamanlarında gayet gaddar olabilir. Oysa duyarlı biri asla zâlim değildir. İlerlemeci bir fikirden bahsederken ağlayabilen duygusal Rousseau, öz çocuklarını çeşitli düşkünevlerine dağıtmış ve hiç de içi sızlamamıştır. Duygusal bir ihtiyar kadın, papağanını şımartırken yeğenini zehirleyebilir. Duygusal politikacılar Anneler Günü'nü unutmazken, hasımlarını acımasızca ortadan kaldırabilir. Stalin bebeklere bayılırmış. Lenin operada, bilhassa Traviata'da ağlarmış.
Maksim Gorki
On dokuz yaşında, kendini öldürmeyi denedi. Yarası tehlikeliydi ama iyileşti. Cebinde bulunan not şöyle başlıyordu: "Ölümümden, kalbin diş ağrısını keşfeden Alman şair Heine sorumludur..."
Büyük edebiyat, akıldışılığın kıyısında dolanır.
Sayfa 94 - İletişim Yayınları, 4. Baskı 2017, İstanbulKitabı okudu
Gorki
On dokuz yaşında kendini öldürmeyi denedi. Yarası tehlikeliydi ama iyileşti. Cebinde bulunan not şöyle başlıyordu: "Ölümümden, kalbin diş ağrısını keşfeden Alman şair Heine sorumludır..."
Sayfa 394 - İletişim Yayınları, 4. Baskı 2017, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Romanlardaki ana karakterler arasında birçok psikopat vardır: Stavrogin, bir "ahlaki delilik" vakası; Rogozin, bir cinsel saplantı kurbanı; Raskolnikov, bir "açık zihinli delilik" vakası; İvan Karamazov, bir diğer yarı deli. Bunların hepsi bazı kişilik çözülmesi arazları gösterirler. Başka örnekler de vardır; bunların arasında kimi karakterler tam anlamıyla delidir.
Müsveddesini Nekrasov'a bırakan Dostoyevski, yatağa girerken vehimler içindeydi; "İnsancıklar'ımla alay edecekler," deyip duruyordu kendi kendine. Sabahın dördünde Nekrasov ve Grigoroviç tarafından uyandırıldı; odasını basmışlar, onu şapur şupur öpüyorlardı. Müsveddeyi akşam vakti okumaya başlamışlar, bitirinceye kadar elden bırakamamışlardı. Hayranlıkları o kadar büyüktü ki, yazarı uyandırıp bir an önce ona düşüncelerini açıklamak istemişlerdi. "Uyuyorsa uyuyor. Bu uykudan daha önemli," demişlerdi.
Rus edebiyatı diğer edebiyatlar gibi Rönesans geleneğinden gelme bir dobralığa sahip değildi; Rus romanı genel olarak, günümüze kadar gelmiş romanların en iffetlisidir. Elbette Sovyet dönemindeki Rus edebiyatı da, pirüpaklığın ta kendisidir. Mesela Lady Chatterley'in Sevgilisi gibi bir Rus romanı tasavvur edilemez.
Sayfa 31 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Fakat Gogol'ü okuduktan sonra insanın gözleri Gogolleşebilir ve en umulmadık yerlerde, onun dünyasından parçalar görebilir. Çok sayıda ülkeye gittim; tesadüf ettiğim, Gogol'ü hiç duymamış bazı kişilerin tutkulu düşlerini, Akaki Akakiyeviç'in paltosuna benzer şeyler süslüyordu.
148 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.