Dostoyevski daima mâni olunmuş bir haldedir. Sefalet ve hastalık, aşağılık av köpeği sürüsü terbiyecisi tarafından alçaklaştırılmış iki ebedî köpek gibi, bu hayatı paylaşmışlardır.
Henüz pek gençtir, "kendisine azap veren düşünceler yüzünden" uyumaz. Ümitsiz kelimeler, onun söylemeği alışkanlık edindikleridir: Şehirden muzdarip olur, yalnızlıktan ıztırap çeker, kendi ve başkaları, ona azap verir; bir gün "Petersburg ve hayatım bana pek fena, pek boş görünüyorlar" diyordu; ve bundan bir netice çıkarıyordu: "Hayatım şu dakikada devam etmese neş'e ile öleceğim".
Reklam
Asla boş kalmadı. Küçük azaplar onu, onda büyük ıztırapların yer alması için terkederler. Hastalık nefes aldırmaksızın onunla münasebettedir: Daima bacaklarına sürünür.
93 öğeden 111 ile 93 arasındakiler gösteriliyor.