II.Mahmut Bir Osmanlı milletti oluşturma politikası Sultan II. Mahmut'un "Ben tebaanın Müslüman olanını camide, Hristiyan olanını kilisede, yahudi olanını havrada farkederim. Aralarında başka bir güna yoktur. Cümlesi hakkındaki muhabbet ve adaletim kaçıdır ve hepsi gerçek evladımdır."
Sultan III.Selim’in çabalarıyla başlatılan asrileşmeyi, II.Mahmut Han çok kanlı ve ısrarlı bir mücadele vererek Vaka-ı Hayriye zaferiyle sürdürmüş, oğlu Abdülmecit Han ise Gülhane Hatt-i Hümayunu ile taçlandırmıştı. Yerine gelen Abdülaziz ise bu fermanın getirdiği yeniliklere sahip çıkmıştır. Velhasıl, II.Mahmut Han’ın peş peşe tahta geçen iki oğlu, muasır medeniyete yakışır, adaletli bir idareyi saltanatları süresince devam ettirmişlerdi. Nasıl sızlanmasındı yüreğim... Bu ahdin sona ermekte olduğuna şahitlik etmiştim bugün. Liyakat ve adaleti bir kere daha rüşvete, şahsi hırslara kurban etmiş, hünkar cinayetlerinin çoktan kapanmış kapısını bugün yeniden aralamıştık! Ne yazıktır ki, hiçbirimizde şer karşısında dimdik duracak omurga yoktu! İçinde debelenip durduğumuz devran, benimde bir halkasını oluşturduğum paslı bir zincirdi, er veya geç kopmaya mahkumdu! Vaziyeti benim gibi görebilenlerin içinde, atiye karşı hep bir korku ve kendimizi emniyete almanın endişesi vardı. Bizler... Osmanlı’nın valide sultanları, kadınefendileri, şehzadeleri, sultanları, hanım sultanları, damatları, sadrazamları, seraskerleri, nazırları maziden ders alabilmişsek, başımıza gelebilecek belalara karşı her daim tedbirli olmak zorundaydık! Sanırım işte bu yüzden kurnaz, sinsi ve aç gözlüydük hepimiz. Ve işte bu yüzden derin, huzurlu uykulara bırakmıyorduk gece yastığa koyduğumuz başlarımızı! Saatler sonraydı, odamın penceresinden rengi gül kurusuna dönüşmüş ufka baktım. Bugün bir sultan daha geçip gitmişti tarihin sayfalarından. Ben, bir sultanın gidişine, bir diğer sultanın gidişine şahit olmuştum.
Sayfa 248 - everest yayınları
Reklam
Mescid-i Aksa kubbesindeki ilginç noktalardan biri bu kubbede İslam dünyasında idarecilik yapmış üç önemli şahsın isminin yazılı olmasıdır: Selahaddin Eyyübi, Muhammed Kalavun ve Sultan II. Mahmut Han.
Sayfa 204Kitabı okudu
"Sultan Abdülhamid Han, kendisiyle oynanılır bir padişah değildi. Çünkü muhakkaktır ki onun zamanında bütür Avrupa'da onun kadar siyaseti haricuyeye aşina bir diplomat yoktu, büyük feraset sahibi bir diplomat olduğundan politika işlerini tehlikeli yerlerden geçmeyerek idare ederdi." -İbnülemin Mahmut Kemal İnal, 8 Temmuz 1937 tarihli İKDAM'dan Ahmet Cevdet'in naklettikleri.-
Sayfa 221Kitabı okudu
Ömrü boyunca masonlarla, Siyonistlerle, Ermenilerle ve dönmelerle mücadele eden Sultan II. Abdülhamid'e gidip af dilemek isteyen diller, çok isteseler de bunu pek beceremedi- ler. 11 Şubat 1918 günü cenaze arabasının üzerinde Sultan II. Mahmut türbesine doğru götürülürken, bir millet ağladı. İslam âleminin son şanlı sultanı, son adil halifesi toprağa gömülürken göklerle birlikte ağlayan vicdanlar sızladı. Ağlamaktan haz et- meyen Talat Paşa -ki Sultan II. Abdülhamid Han'ı tahttan indi- ren grubun liderlerinden biridir, belki de yaptıklarından dolayı vicdani bir rahatsızlık duymuş olmalı- bile büyük hünkârın ar- dindan gözyaşlarını tutamamıştır. Açtığı eğitim kurumları, yaptırdığı hastaneler, uzakları ya- kın yapan demir ve kara yolları, şehirleri süsleyen saat kuleleri onun bu dünyadaki mührü oldular. Devlet adamları, tarihçiler, yazarlar ve şairler... "Burada adil ve büyük bir hükümdar yaşamıştır! Halkı için gece gündüz çalışmıştır. İçeride ve dışarıda türlü türlü düş- manlara karşı ülkesini, milletini muhafaza etmeye çalışmıştır. Yazık ki kıymeti pek anlaşılamamış, ucube bir heyet tarafından tahttan indirilip sürgüne gönderilirken dahi vatanım demekten imtina etmemiştir. 76 yıllık ömrünün 33 yılını Alem-i İslam'a thet ederek tamamlamıştır." ifadelerini bugün gönülden emektedirler.
Sayfa 235Kitabı okudu
Sultan Abdülaziz
Sultan Abdülaziz borç batağı ve ekonomik iflas durumunda, çökme eşiğinde bulunan devleti kurtarmak için milli bir ekonomi, yerli bir banka kurma çabasına girdi. Bu çabası nedeniyle küresel çete tarafından katledilmişti. Tıpkı benzer şekilde reform yapmak isteyen ve bu nedenle cani gizli yapılanma tarafından katledilen Genç Osman, III. Selim ve II. Mahmut Han gibi Sultan Abdülaziz de bu akıbette kurban gidecekti.
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.