Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşıkı olmayan bir dilber Hastası olmayan tabib gibidir. -Abdülhak Hamid Tarhan-
Sayfa 73 - Çağrı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
...aşk bir maniadır ki ya aşmak veya tahrip etmek lazım; yahut da huzurunda kalmak ve yok olmak.
Elveda Diyemedik
Yıldızsız bir geceydi, bir dağ çiçeği gibi şimdiden hasretteydim Sürgündüm çok uzaklardaydım, ve gözlerindi sürgün sebebim. Çok çabuk çekildin hayatımdan kaderle el eleydin, bense kederle sarhoş. Yarım kalmıştı hikayemiz. Göçmen kuşları gibi gelip geçtin bu şehirden belki de hayatımdan duymadın haykırışımı, acılarımı, benimsin sanmıştım uçtun avuçlarımdan tutamadım, gitme de diyemedim olamadın bir yıldızın kayışı kadar hayatımda. Zaman çok kısaydı bizim için yetmedi gözlerimizden yaşı silecek kadar ne de elveda diyebilecek kadar.
Büyük Gazi Mustafa Kemal'e
Sen ki hilkat denilen ummanın En büyük incisisin O, bu ulvi vatanın talihinin En güzel yıldızıdır Bir dehaet ki güneşten yüksek Ve semavat ile ünsiyeti var. Sen dururken ona gelmez noksan Kaplıdır toprağı zırhınla senin Hep rehakar değil ey Gazi! Bu müsellah vatanın sen hem de Ebedi bekçisisin. Bu mesalip–zede cemiyyete sen Yeniden bir vatan ettin ihda Görüyor şevk-i tuluunla senin Yeni bir iyd-i zafer İstanbul Kendi asar-ı dehanın belki Sen de hayretçisisin Kainatlarda tecelli buyuran Halik’ın sende o hasiyyeti var.
Yetmedi gözlerimizden yaşı silecek kadar Nede elveda diyebilecek kadar...
Reklam
Derler ki unut o aşnayı, Gitti tutarak reh-i bekayı, Sığsın mı hayale bu hakikat? Görsün mü gözüm bu macerayı?
Güler mi mâteme hiçbir sahibi insaf? Felâket görmemişsin, derdimi eylersin istihfâf Felâket olsa lâyıktır, bu halka sendeki evsâf Kifâyet gösterip ey eyleyen irâd, nâkâfi
Makber
Eyvâh! .. Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden. Ben gittim o hâksâr kaldı, Bir kûşede târumâr kaldı. Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh! 
Artık kalayım sükût içinde, Fikretmek için o yâr-ı cânı. Abdülhak Hâmid Tarhan(Makber)
Sayfa 46 - Elips Yayınları /1.Cilt / Henüz yirmi altı yaşındaki Fatma Hanım 21 Nisan 1885'de Beyrut'ta vefat etti. Hâmid, eşinin ölümünün sebep olduğu büyük ızdırap ve acıyla ünlü eseri Makber'i Beyrut'ta yazmaya başladı.
Reklam
Mihnet -keş-i bar-ı mahşerim ben, Mevta gibiyim mu'ammerim ben! Ya Rab onu sen elimden aldın, Aldın onu lakin isterim ben...!
293 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.