"Korkmak sana aittir. Ben hiç korkmadım. Bütün yaşamım korkusuz geçmiştir benim. Korkmak senin gibi adilere mahsustur, eli kolu bağlı insanlara eziyet edenlere....
Ben çok insan öldürdüm, ama onlar da beni öldürebilirdi. Elleri kolları bağlı değildi. ..
Sen it sürüsü gibi adamlarınla gelip, eli kolu
bağlı insanlara eziyet ediyorsun...
Ben idamlarla yatan bir adamım. İdamlardan korkmadım da senden mi korkacağım?
Sen haksızlıkların üzerine silahınla gidiyorsun
Insan sevgini, haksızlık yapanı öldürerek gösteriyorsun ..
Ben bu işi kalemimle yapıyorum ..
Kalemimle anlatıyorum ..
Silah patladığı yerde kalır ..
Benim kalemim ise bu haksızlıkları anlatarak ,bir gün bu düzeni patlatır. .
"Bu cinayetleri benim işlediğime tanıklık eden kimse yok. Ama ölenler benim oğlumu öldürenler olduğu için, şimdi bunları benim öldürdüğümü ileri sürüyor ve beni idam etmek istiyorsunuz. ..
Madem ki benim oğlumu bunlar öldürdü.
Neden onları yakalayıp idam etmediniz de şimdi beni idam etmek için uğraşıyorsunuz?
‘’Böylece cesareti, söze ustalığı ve siyasette becerikliliği ile birçok boyları etrafında toplanmasını bilen ve taraftarları gittikçe çoğalan Temuçin, artık ülkenin önemli bir bölümüne hakim olmuş, işin ancak resmen ilan edilmesi kalmıştı.’’