Müslüman'ın yoksuluna, arkasızına güçsüzüne, tek sözcükle garibanına karşı Atatürkçülük taslayan çevreler, din sömürüsünün bu gülsuyu ile yıkanmış, çokuluslu ve güçlü ticari ve siyasal ilişkileri karşısında niçin hemencecik sus pus oluyorlar?
Atatürk Turancılık ve İslamcılık görüşleri için daha kesin, daha sert bir dil kullanır. Nutuk’ta Panislamizm, Panturanizm, halifecilik üzerine yer yer sert yargılar verir; bunları, demokratik ulusu Türkiye’nin amaçlarına aykırı düşler olmakla, Türk ulusunu uçurumlara sürüklemekle suçlar; halkı bir daha böyle hayaller peşinde koşanların arkasından sürüklenmemeye çağırır. Bu görüş Türk siyasal düşününde başarılmış ilk büyük devrimdir, ve o Zamandan sonra Osmanlıcı rejimin ürünü olan İslamcılık ile Turancılık, Kemalizmin bağdaşamayacağı iki görüş olmuştur.
Türkiye'de sağın da, solun da Mustafa Kemal'e bakış açısı, nesnel gerçeklere, tarihsel verilere dayanmıyor, 'kuyruk acılarına dayanıyor. Açıkça görülen bir şey var, Mustafa Kemal şu ya da bu şekilde 1919'dan itibaren Anadolu'da kademe kademe vaziyete hâkim olmuş, o kargaşalıkta her birisi kendisine göre bir devrime ya da bir iktidara oynayan çeşitli kişi ve kuruluşları birer birer haklayarak, kendi anladığı iktidarı, kendi tasarladığı Cumhuriyet'i kurmuştur. Bu derece büyük ve çalkantılı bir olayın, arkasında 'gayr-i memnunlar' bırakmaması olası mı?
Dünyanın en güçlü İslâmcı örgütü budur. Bundan daha güçlüsü, örgütlüsü ve zengini yoktur. "Rabitat-al Alam al-İslâmi" örgütünün maddi kaynaklan arasında Suudi-Amerikan ortak petrol şirketi olan "Aramco""nun sağladığı fonlar da bulunmaktadır.Rabıta, örgütünün maddi kaynakları hakkında hiç kimse bilgi ver- mez. Aramco'nun Rabıta örgütü için ayırdığı fon kaç milyon dolarlıktır? Büyük bir gizlilik içinde tutulan bu fonun, "Aramco""nun gelirinin yüzde iki buçuğundan oluştuğu ileri sürülmektedir.
Türkiye'den hacca gidenler arasından seçilen din adamlan, Rabıta örgütünce eğitilip, yurt dışına imam ve din görevlisi olarak gönderi- liyor.
12 Eylül döneminde, hele Türk din adamlarının aylıkları "Rabıta örgütü"nce ödenince, "Rabita-Diyanet" ilişkileri iyice yoğunlaşıyor. Ve "1100 dolar aylıklı imamlar" yurt dışında görevlendirilmek için kuyruğa giriyor.
"Atatürkçülük"ten en çok söz edilen 12 Eylül döneminde, Diya- net İşleri üst yönetimi ile Atatürk'e söven bir kitabı basan ve dağıtan bu İslâmcı "Rabıta" örgütü arasında dostluk köprüleri kuruluyor.
Emperyalizmin en büyük korkusu, baruttan sonra en tehlikeli buluş saydıkları milliyetçi uyanıştır. Çünkü 'Ulusal Kurtuluş Devrimi' dediğimiz ' Kemalist Devrim' , emperyalizmin bütün ilişkilerini kökünden kaldıracak ulusal bir tepkidir.