Yüz Karası
Kadiköy'de Aksarayli Hamdinin gazinosunda bir yandan demlenir,bir yandan ney çalarken,yanina bir boyaci çocuk yanasir. --Amca,boyayim mi? Neyzen yerinde kalkar,para çikarip çocuga verdikten sonra yere sirtüstü uzanir: --Gel,yüzümü boya. Yüzü boyaninca,Kadiköy'deki baska bir meyhaneye,Papazin Bagi'na gider.Papazin Bagini mekan tutmus olan Ahmet Rasim,onu görünce: --Ne bu hal Neyzen?Kusdili Tiyatrosunda "Arabin Intikami'nimi oynadin? Neyzen güler: --Merhamet insanin yüzünü bazen kara çikarir. Boyaciya acidigini söyleyip olayi anlattiktan sonra ekler: --Kainata bir de bu heybette görüneyim,dedim.Allah'a sükür ki böyle bir yüz karam oldu.Ya çikmazina boyansaydim???
AÇMAZ
... Bir uçlu kazığı çak diye verdin deliye, Bağladın hem de yularsız bizi kal-ü beliye! ... Hepsi de kendi gittiği yolu doğru sanır. Râzıdır yaptığına az buçuk elden utanır! ... Ademin hasleti temsil edemez bu piyesi, Türk'e düştü beşerin zâviye-i tesviyesi.
Reklam
Şair Eşref “İdare gitti, maslahat elde kaldı!”
Kırkağaç kaymakamıyken ilçe eşkıya çetelerinden mustariptir. Eşref bu durumu İstanbul’a bildirir ama gelen cevap; “Bizim yapabileceğimiz bir şey yok, jandarmadan yardım isteyin.” Eşkıyalar cozutup ilçeyi basmak bir yana kaymakamlık binasına da girince Eşref durumu yine İstanbul’a bildirir. Cevap “idare-i maslahat edilmesi” şeklinde olunca Eşref delirip İstanbul’a şu telgrafı çeker: “İdare gitti, maslahat elde kaldı.”
Belli Değil
Bir vakte erdi ki bizim günümüz, Yiğit belli değil, mert belli değil Herkes yarasına derman arıyor, Devâ belli değil, dert belli değil. Fark eyledik ahir vaktin yettiğin, Merhamet çekilip göğe gittiğin, Gücü yeten soyar gücü yettiğin, Papak belli değil, börk belli değil. Adalet kalmadı, hep zulüm doldu, Geçti şu baharın gülleri soldu, Dünyanın gidişi acayip oldu, Koyun belli değil, kurt belli değil. Başım ayık değil kederden yastan, Ah ettikçe duman çıkıyor baştan, Harâba yüz tuttu bezm-i gülistan, Yayla belli değil, yurt belli değil. Çark bozulmuş, dünya ıslah olmuyor, Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor, Aşık Ruhsatî dediğini bilmiyor, Yazı belli değil, hat belli değil... (1856-1899) Ruhsati
Sayfa 216Kitabı okudu
Belli Değil
Bir vakte erdi ki bizim günümüz, Yiğit belli değil, mert belli değil Herkes yarasına derman arıyor, Devâ belli değil, dert belli değil. Fark eyledik ahir vaktin yettiğin, Merhamet çekilip göğe gittiğin, Gücü yeten soyar gücü yettiğin, Papak belli değil, börk belli değil. Adalet kalmadı, hep zulüm doldu, Geçti şu baharın gülleri soldu, Dünyanın gidişi acayip oldu, Koyun belli değil, kurt belli değil. Başım ayık değil kederden yastan, Ah ettikçe duman çıkıyor baştan, Harâba yüz tuttu bezm-i gülistan, Yayla belli değil, yurt belli değil. Çark bozulmuş, dünya ıslah olmuyor, Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor, Aşık Ruhsatî dediğini bilmiyor, Yazı belli değil, hat belli değil... (1856-1899) Ruhsati
Sayfa 216Kitabı okudu
ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE?
Telli sazdır bunun adı Na ayet dinler ne kadı Bunu çalan anlar kendi Şeytan bunun neresinde Venedik'ten gelir teli Ardıç ağacından kolu Be Allah'ın sersem kulu
Reklam
648 öğeden 991 ile 648 arasındakiler gösteriliyor.