Eskilerin anladığı şekliyle aşk: karşı konulmaz ve mukadder bir güdü, bir cinnet!
Bir duygunun duygulandırmadığını görmek kadar utanç verici ya da hazin bir şey yoktur.
Ölümün, sükûnetinin zannettirebileceğinin aksine, hayat üretebileceğini düşünmeden edemedim.
Hastalıkların bize ait olmadığını, uzak bir yerlerden geldiğini düşünmek tesellidir.
Böyle bir dünyanın, kendine resmen yeni bir kimlik uydurmanın bu kadar basit olduğu bir dünyanın var olması bana inanılmaz geliyor.
Benim yazı yazmaya çalıştığım bir mekanda başkalarının bir şeyler yazması beni öteden beri rahatsız etmiştir.
Yazarın hafızası didişmek zorunda kaldığı malzemeyi saklıyordu.
"Şimdi şöyle düşün. Uzaylı var ama bizim için cırcırböceği filan neyse biz de onlar için öyleyiz belki. O zaman bizle neden muhatap olsunlar ki? Belgesellik malzemeyiz belki sadece onlar için. Ama insan düşüncesindeki kibre bakar mısın? Alt tarafı, 'Zayıflarım,' diye düşünüp bir beden küçük alan sonra da dar kıyafetler içinde gezen
Sayfa 255 - Sözler: Balık çıkardı beni Halikarnas köyüneKitabı okudu
Okurlar bir yazarın çok ya da az sayıdaki kitabı arasında ki benzerlikleri arayıp bulurlar.
Yeryüzünde insanoğlu fazla deşmeye gelmeyen, öngörülmedik bir kazadır.