1979’da İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi’nde, yüksek lisans ve doktora eğitimlerini ise Marmara Üniversitesi’nde Yönetim Bilimi alanında tamamladı. 2011-2012 yılları arasında ABD’de Boston Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak görev yaptı. Bu süreçte sivil toplum kuruluşlarının yönetimi konusunda araştırmalar yürüttü ve yönetim dersleri verdi. 2014 yılında Yönetim ve Strateji alanında doçent unvanı aldı. Halen Marmara Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta ve Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü’nde Modern Türkiye Tarihi alanında ikinci doktora eğitimini sürdürmektedir. Pozitivist bilimin katı gerçekçiliği ile edebiyatın kurgusal ve büyülü gerçekçilikleri arasında salınarak yaşamaktadır.
Şu rezilliğe bak, yedi sülalesini sokmuş kuruma, kendisi yetmemiş, karısı… Halası bile burada ya hu! Babası sokmuş zaten kendini de… Dahası da vardır Allah belalarını versin!”
Bir diktatörün ölüm ya da ihtiyarlık anında onun o haline duyduğumuz üzüntüye sebep olan vicdan, aynı zamanda o diktatörün en güçlü haline ulaşabilmesini sağlayan zaafımızın ikizi olabilir miydi ?
Yeni tanıştığım bir yazarın ilk olmasına rağmen çok güzel bir kurguyla, başarılı ve akıcı bir üslubu olan güzel bir kitabını okudum.
Kısa bir araştırma sonucu kitabın adını, Türk musikisinden aldığını görüyoruz.
“Saz eserlerinde en büyük form peşrevdir. Fasıl adı verilen takımda ilk olarak daima peşrev icra edilir. Peşrev formu, genellikle dört haneden meydana gelir. Her hanenin sonunda ‘Teslim’ adı verilen bir bölüm bulunur. Teslim ise makamın bitişi olduğundan ‘Durak’ perdesi ile son bulur. “
Tam da adına uygun bölümlerden oluşan bir eser.
70’ler, 80’ler ve 90’larda geçen roman üç kuşağı kapsıyor. Türk aile yapısını anlatan kitap bu nedenle tamamen bizden bir konuyu, bizim hikayemizi ele almış. Hem hüzünlü hem de keyifli bir yolculuğa çıkarıp ev ev gezdiren büyülü bir atmosfer. Ortak hayatın paylaşıldığı insanların sağlıklı bir geçmişi ya da yüksek bilinci olmadığı takdirde gelecek nesillerde nasıl bir yansımaya sebep olacağını anlatan muazzam bir kurgu. En çok da çocukluğuyla arasında derin uçurumlar açılmış, anne-baba olmuş ama kendi çocukluklarını unutanları düşündürüyor.
Beş bölümden oluşan hikaye dört ayrı hanede geçiyor ve teslim bölümünde karakterin kendiyle hesaplaşmasıyla son buluyor.
Kitapta çok fazla karakter var ayrıca şiveli konuşma biraz abartılı olmuş, okurken çok fazla zorluyor. Onun dışında kitap genel olarak güzeldi, özellikle de son kısmı oldukça etkiliydi.
2016 yılı SabitFikir dergisinin en iyi 50 kitabından biri seçilen bu güzel romana bir şans verilip okunmalı diyorum o yüzden gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.
Teneke mahallesinde tüm kurtuluşunu yeniden yapacağı evliliğe bağlamış Nalan’la açılan hikaye, Baki’nin hayatına girmesi ile gelişiyor. Nalan’ın ve Baki’nin ailesinin hikayesini de takip ediyoruz bir yandan. Ancak romanın asıl kahramanı çiftin ileride doğacak olan oğulları Sabri. Çoğunlukla Sabri üzerinden genelde bir döneme, dönemin kültürel ve siyasi yapısına, magazinine, köyden kente göçe; özelde aile ve ikili ilişkilere değinen harika bir kitap.
Büyük trajediler, büyük insanlar, büyük laflar yok bu kitapta. Ancak tadına vara vara okunabilecek güzel ve gerçekçi bir hikaye, üzerinde derin derin düşünülmüş çokça karakter var. Bu karakter bolluğu içinde hiçbirinin eylemlerinde tutarsızlık olmaması yazar için büyük başarı sayılmalı. Dönem, gelişim, kuşak romanı türlerinin hepsine sokulabilecek kitabın benim için dokunduğu en net konu baba-oğul ilişkisi oldu. Aile özellikle baba tarafından yaralanmış çocukların hikayelerinin aşırı dramatize edilmeden anlatılması romanın bir diğer başarılı noktasıydı.
Halk inanışlarına değinen yanıyla büyülü gerçekçiliğe de göz kırpan yazar sanırım ilk roman tedirginliğiyle bu sularda çok durmamış ve tadında bırakmış bence iyi de yapmış.
Her bölümün başında kullanılan alıntılarsa bir sonraki bölüme geçme istediğini körükleyen noktalardan biri oldu.
Belki bir şeyi bir şeye benzeterek anlatmak en basiti olduğundan söylemeden geçemeyeceğim; biraz Kafamda Bir Tuhaflık biraz Sevgili Arsız Ölüm tınıları yakalamak mümkün kitapta.
Çağdaş yazar ve romanları takip edenler için güzel bir seçenek olacaktır. İyi okumalar.
Bir üniversite içi akademik roman, bir akademisyenin elinden çıkmış. Akademisyen iseniz ya da olmak istiyorsanız ne denli gerçek bir roman olduğunu anlarsınız.