1980’li yıllardan sonra düşünce hayatımızın genel özellikleri köklü olarak değiştirilmiştir. Bu ülkede yaşayan insanlar bir bütün olarak düşünceden, sistematik fikirden, ideolojilerden, estetikten, etikten, bilimden uzaklaştırılmıştır. Bu yıllarda insanların temel referans kaynakları önemli oranda yerle bir olmuş, bunun yanı sıra okuma edimi köklü
Ali Bardakoğlu Prof. (Diyanet İşleri Eski Başkanı )
1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler. 2. Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahcup edici durum devam
Reklam
ALINTI...
Semavî kitapların emri: “Öldürmeyeceksin”. Hıristiyan Avrupa, en sefil çıkarları için dünyanın bütün Mandarenlerini öldürdü ve öldürmeye hazır. Goethe: ‘Ya örs olacaksın, ya çekiç” diyor. Şark, Sadi’den Gandi’ye kadar aksi kanaatte: “Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez.” Kim
SOSYOLOJI OKUMALARI (200 kitap)
SOSYOLOJİ’YE GİRİŞ Bu Ülke- Cemil Meriç Devlet - Platon Eric Voegelin İnsanlık draması - Bengül Güngörmez Siyaset Bilimi- Atilla Yayla Gorgias- Platon Sosyoloji- Anthony Giddens Öküzün A'sı-Barry Sanders Sosyolojik Düşünmek-Zygmunt Baumann Yasakoyucular ve Yorumcular-Zygmunt Baumann Akışkan Aşk- Zygmunt Bauman Minervanın
Savaş ve Fakirlik İçinde Olan Halklar Neden Daha Fazla Çocuk Yapar?
Nüfus artışını etkileyen faktörleri açıklamak için, Malthus, nüfusun kontrol edilmediğinde geometrik oranla artarken; yiyecek üretiminin aritmetik oranla arttığını, bu nedenle, insan toplumlarında nüfus artışını kontrol edecek mekanizmalar geliştirildiğini; Sadler, doğurganlığın nüfus yoğunluğuyla ters orantılı olduğunu; Doubleday, beslenme
Evrensel Ahlak Yasası Var Mıdır?
Evrensel ahlak ve yasa bu iki kelime başlı başına ayrı iki konu başlığı olabilecekken bir cümlede birleşmesi bu durumu daha bir karmaşık haline getirebilir. Derin mevzular ancak bu soruyla ilk karşılaştığımda aklıma bir çok örnek gelmişti.Burada bir tanesine yer vereceğim.Önce aklımdan evrensel olabilecek sözüm ona ahlak kurallarını geçirmiş ve anında bir kaçını kendi kendime çürütmüştüm .İnsan öldürmek, hırsızlık, yalan söylemek vs. Bu ve bunun gibi bir çok kavram daha ekleyebiliriz yanına. Bunlar tüm dünyada ahlak kurallarına aykırı hareketler olarak görülür ve bu eylemler yapıldığı anda ahlak kurallarını çiğnemiş olurduk değil mi? Sonuçta bu dünyanın neresine giderseniz gidin bir insan canına kıymak ahlak dışıdır. Yanlıştır değil mi? Hayır. Evet cevabım hayır. Biz insanlar bir fotoğraf karesinde namlu ucunda durmuş ve birazdan hayatına son verileceğini bildiğimiz o kareyi kalkıp alkışlıyorsak bir insanı öldürmenin çokta ahlak dışı olduğunu söyleyemeyiz. Bana göre değil evrensellik bunu toplum çevre bölge olarak dahi ayıramayız. Kafamda deli sorular. Ben kendime sordukça cevaplarımı çürüttüm. Anladım ki ne toplum ne çevre ne bölge ne köy ne şehir biz insanlar neyi nasıl görmek istiyorsak o an nasıl davranmak istiyorsak ,zamana yere olaya kişilere göre değişebilen ve sonra kendimizi bu duruma inandırıp evet ahlak kurallarına uygun hayır ahlak kurallarına aykırı diyebilen bir yasaya sahibiz.Bu yüzden konuyu daha fazla uzatmayıp bu başlığı bir soruyla cevaplamak istedim.Doğru ve yanlış zaten başlı başına ayrı bir ikilem değil midir? İnsanların doğruları, insanların yanlışları...
Reklam
Köşe Yazılarından/Hasanali Yıldırım
"...Modernite Avrupa’ya özgü bir anlayış. Biz yalnızca tüketim aşamasında kalmaya mahkûm bırakılmışız. Doğru. Daha önemlisi, biz başka bir kültürün; bambaşka bir insan, çevre, toplum ve evren anlayışının çocuklarıyız..."
252 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.