Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şed kuşanma;
'genç belli bir olgunluğa eriştikten sonra aileye fütüvvete girme merasimi yapılıyordu. bumerasim, ayrı bir kuşak kuşatma 'şed bağlama" töreniydi. şed kuşanırken gençlere yedi öğüt veriliyordu; 1-allah yolunu hatırla 2-dinini gözet 3-çekinme yolunu sıkı tut 4-ahirete hazırlan 5-insanların ayıplarını ört 6-kötü huylarını gider 7-insaflı ol bu öğütlerin tutulmasından sonra üstat gençlerin kuşağına 3 düğüm atıyordu. bu 3 düğümde kişinin 3 şeyi bağlanıyordu; gözü haram olan şeylere, ağzı günah olan sözlere, eli zulümlere... ahilik teşkilatında yeterince eğitilen, olgunlaşan gençler, belli bir süre sonra "belini açma" merasimine tabi tutuluyordu. bu merasimler ahi'nin kuşağındaki 3 düğüm açılmakta ve "alemde terbiye" için hayatın içine bırakılmaktaydı. üç düğümün çözülmesi ile ahi'nin üç şeyi açılıyordu; kapısı konuklara, kesesi kardeşlerinden ihtiyacı olanlara, sofrası bütün açlara.... melih uslu, motto dergi, sayı 30,
Genç Motto - Sayı 30 (Mart 2024)
Genç Motto - Sayı 30 (Mart 2024)
DOKSAN DOKUZ (TEVHİD)
Doksan Dokuz (Tevhîd) Er-Rahmân’sın, her nefse yetişir merhametin. Er-Rahîm’sin, doldurur sineleri rahmetin. El-Müntakim’sin, öcün tövbesiz kalpleredir.
Reklam
SULTANÜ’L-VAİZİN: TAHİR BÜYÜKKÖRÜKÇÜ
Güzel sözlü, zarafet ve nezaket sahibi bir din görevlisi. Vaaz ve sohbetlerinde dinleyicilerine ilmi ve irfanı en güzel üslupla sunan, vaaz vermedeki mahareti sebebiyle “Sultanü’l-vaizin” olarak tanınan, vaiz ve hatipler için rol model olan öncü bir âlim, Tahir Büyükkörükçü. Tahir Büyükkörükçü, 1925 yılında Konya’da dünyaya geldi. Babası,
Tarihin Güçlü Türk Kadınları: Bacıyan-ı Rum
1071 yılında Büyük Selçuklu İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu arasında gerçekleşen Malazgirt Savaşı’nın Selçuklu zaferiyle sonuçlanması, 1060’lı yıllarda Büyük Selçuklu İmparatorluğu hükümdarı Alparslan’ın Türklere Anadolu’ya göç etme izni vermesiyle başlayan Anadolu’nun Türkleşmesi sürecini epey hızlandırmıştır. Türkler ilk başta Orta Asya
Topluluğun İçerisindeki İnsandan Diğer İnsanlara Felsefik Bir Bakış
“İnsan yaşat ki, Devlet yaşasın” sözü çok kıymetli bir söz. Bu sözü söyleyen Şeyh Edebali; Ahilik Teşkilatı'nın en önemli isimlerinden biri olmakla beraber aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Bey'in kayınbabası ve hocasıdır, yani önemli bir isimdir. Sözün kıymetine sayfalar dolusu yazılar yazılır. Belki bir kitap bile çıkarılabilir. Hatta bunu zamanında bu sözden çok öncesinde Kutadgu Bilig'i yazarak Yusuf Has Hacip göstermiştir. Ben de bu söze başka bir yönden değerlendirmek istiyorum. Sosyal bir ortamda, insanları mutlu et ki ortam şenlensin. Bunu kendini zora veya kötüye düşürmeden yap ki bir değeri olsun. Çevrendeki insanlar mutlu olursa onların mutluluğu sana da yansır. Tabi ki bunu kendi mutsuzluğun pahasına yapma. Orta yol bul ve bunu nasıl yapabileceğini düşün. Eğer başarabilirsen gerçekten mutlu olmak elinde. Tabi ki dünyevi olan her şeyi bir sonu olduğu gibi bu mutluluk hissinin de bir sonu olacak. Bazen ömrü çok kısa olacak, bazen anlarda saklı olacak. Değer mi değmez mi, değerlendirmek senin elinde. Acaba bazen denenebilir mi?
Reklam
“Sevme diyorsun sevmemek elimde mi? Tutmak istediğim el seninki değil mi? Varlığın yokluğunu ağır basınca Uğruna ölmek kafi değil mi? Susuyorsan görmüşsündür Ahilik kapısına dönmüşsündür Dönerken hissettiğinde, Geri dönüşü gömmüşsündür.” 𝓨𝓪𝓻𝓮𝓷 𝓐.
92 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.