Kim bilir nasılsın şu anda ?
Acaba hangi tarafa savruluyor saçların,
Yüzüme yüzüme esen, hırçın rüzgârda...
Beni soracak olursan, hani sormazsın ya,
“İyiyim” ler yamalamışım dudaklarıma.
Hoyratça harcıyorum,
İçinde sen olan anılarımı, böyle akşamlarda.
Yine aynı her şey buralarda,
Sigaram yine küllüğümün sol tarafında,
Ve yine seni çekiyorum içime,
Aldığım her nefeste aslında.
Hani bir kalemim vardı,
Mürekkep akıtırdı bilirsin arada sırada,
Soluğumu tuttuğum gibi,
O da tuttu mürekkebini senin yokluğunda.
Senin sevdiğin siyah mont var ya,
Hâlâ asılı durur portmantoda,
Sevdiğin gömleğim ise hâlâ ütülenmedi,
Çünkü senin kokun saklı bilirim, yakasında.
İşte senden geriye bunlar kaldı hatırımda,
Ve seni böyle yaşatmaya çalışıyorum ben,
Eski püskü hatıralarda...