Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hep en sevdiğim şiir olarak kalacaksın..
Nokta Noktam, Dün bir dosttan uzun bir mektup aldım. Beni anlatmış sana ve sen de ona, "Unuttum artık onu." demişsin. Hem bu sözü gülerek, medar-ı iftiharla söylemişsin. Unutamazsın Nokta Noktam, unutamazsın. Çünkü, unutmak için önce unutulmak gerek. Oysaki sen, hâlâ bende esen eski kavak yelisin. Kan değil, tüküremezsin. Ruj değil,
Barbarları Beklerken
Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine? Bugün barbarlar geliyormuş buraya. Neden hiç kıpırtı yok senatoda? Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün.
Reklam
Çıktım Erik Dalına!
Çıktım erik dalına Anda yedim üzümü Bostan ıssı kakıyıp Der ne yersin kozumu… Uğruluk yaptı bana Bühtan eyledim ona Çerçi de geldi aydır
Kilisede aynı zamanda, Muhammed'in verdiği söylenen bir ipek mendil bulunur ki üzerinde bu kilisenin korunmasına dair bir ferman yazılır. Bu mendil tüm Müslüman ziyaretçiler tarafından büyük bir içtenlik ve saygıyla selamlanırdı. Ne yazık ki tüm bu zenginliklerden geriye küllerinden başka bir şey kalmadı. Vazolar paramparça olmuş ve tüm altın gümüş eşyalar alınıp götürülmüştür. Bunu yapanlar büyük olasılıkla Oramarlı Kürtlerdi. Kiliselerimizi yeniden yapabiliriz, fakat sormak gerekir: Kürtler yok ettikleri değerleri sebep oldukları harabelerin arasından yeniden nasıl canlandırabilecekler? Surma Hanım, Ninova'nın Yakarışı
Surma Hanım
Surma Hanım
Konstantinos Kavafis - Barbarları Beklerken
Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine? Bugün barbarlar geliyormuş buraya. Neden hiç kıpırtı yok senatoda? Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün. Senatörler neden yasa yapsınlar? Barbarlar geldi mi bir kez, yasaları onlar yapacaklar. Neden böyle erken kalkmış imparatorumuz, şehrin en büyük kapısında neden kurulmuş tahtına, başında tacı, törene hazır? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, onların başbuğunu karşılamaya çıkmış imparatorumuz. Bir de koca ferman hazırlatmış ona rütbeler, unvanlar bağışlayan. İki konsülümüzle yargıçlarımız neden böyle işlemeli, kırmızı kaftanlar giyinip gelmişler? Neden böyle yakut bilezikler, parlak, görkemli zümrüt yüzükler takınmışlar? Ellerinde neden böyle altın, gümüş kakmalı asalar var? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, onların gözlerini kamaştırırmış böyle takılar. Ünlü konuşmacılarımız nerde peki, neden her zamanki gibi söylev çekmiyorlar? Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, onlar pek aldırmazlarmış güzel sözlere. Neden bu beklenmedik şaşkınlık, bu kargaşa? (Nasıl da asıldı yüzü herkesin!) Neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar, neden herkes dalgın dönüyor evine? Çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi. ve sınır boyundan dönen habercilere göre, barbarlar diye kimseler yokmuş artık. Peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan? Bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza.
İstanbul'da Atatürk Bulvarı üzerinde Bozdoğan Kemeri'nin hemen yanı başında Belediye Müzesi yapılmış güzel medresenin kurucusu, 16. asır sonu saray ricalinden Kapı Ağası Gazanfer Ağa'dır. Padişah III. Murad üzerindeki sonsuz nüfuzuyla rüşvet yolundan büyük bir servet yapmıştı. O zamanlar İstanbul'da Rasim Ağa isminde namlı bir
74 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.