Var bir umut... Bundan elli yıl sonra ülke nasıl olacak diye merak ediyorum. Bu soruyu Eco da soruyor, torununu bekleyen hayatı düşünerek Türkiye’de 600 binden fazla kişinin çiftçiliği bıraktığı yer almıştı gazetelerde. Köylerden kentlere göçün artması ve savaş vesilesiyle göç eden Suriyeliler, sosyolojik yapıda bir dönüşümü de peşinden
İçgüdüsel Dolandırıcılık
Unutulmuş efsane Carlos Kaiser: 20 yıl hiç futbol oynamadan Brezilya'nın en ünlü futbolcusu oldu Brezilyalı "futbolcu" Carlos Kaiser, 1980'ler ve 1990'lar boyunca hiç futbol oynamamasına karşın, pek çok kulüple anlaşma yaparak, futbol tarihinin en büyük dolandırıcısı oldu. Carlos Henrique Raposo adıyla doğan Carlos Kaiser, 1980'ler
Reklam
ÖYKÜ/DENEME
Bu sabah yine her zamanki gibi erken uyanmıştım güne. Ve yine kitaplarım elimde uyuyakalmıştım. Onlar beni en iyi anlayan arkadaşlarım, geleceğimdeki tek umudum idi. Yere düşen kitabımı aldıktan sonra dikkatimi çeken şey duvardaki eski, ucu yırtılmış dedemin resmiydi. Yine gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Her sabah aynı yerde ve aynı resmin karşısında buluverirdim kendimi. Bu sabahta olduğu gibi... Güzel şeyleri düşündüm sonra.. Hayallerim aklıma geldi ve yüzümde anlık bir tebessüm belirdi. Dedem gibi öğretmen olmak istiyordum büyüyünce. Çocukları çok seviyordum.. Belki onlara hikayeler okurdum, alfabeyi öğretirdim, küçük parmaklarıyla kalem tuttuklarını ve yazı yazdıklarını görmek istiyordum, onların ‘öğretmenim’ diyen tatlı seslerini duymak isterdim.. DEVAMI>> edebiyatizm12.blogspot.com/2018/11/dunun-c...
ALINTIDIR GÜZEL BİR İNSANDAN....
Demem o ki, beni biraz anla… Öpüyorum bütün esmerliğinden, omuz çukurundan, alnının tam ortasından, kaderine teğet geçsin dudaklarım. Bir gün benimle de dans et istiyorum. Sadece sus ve dans et. Soru sorma, bırak bütün acemiliğimi ayaklarına basarak atlatayım. Sen öğret bana gereken bütün figürleri. Avuç içim avuç içinle birleşsin. Sonra öpeyim avuç içini, huzuru garantilerim, anlık da olsa… Beraber Niğde gazozu içelim seninle, ayaklarımızı uzatıp Küçük Prens’i okuyalım ne de olsa "İnsan üzgün olunca gün batımının tadına daha iyi varıyor." Biz üzgün olmayalım ama. Berecebilirsem şayet, tırnaklarına oje sürmeyi öğret bana, uğur böcekleri konsun parmak uçlarına. Öyle süper güçlerim yok benim. Yorgun bir günün ardından ayaklarına masaj yapabilirim, sana bilmediğin hikayeler anlatırım,- inan bana hepsini uydururum- , sırf sen istiyorsun diye aptal bir diziye sabredebilirim yüz yirmi beş dakika, saçlarına fön çekebilirim, bigudilerini saçlarından seni incitmeden çözebilirim, sigaranı yakabilirim kirpiklerini tutuşturmadan… Falan filan işte… Neyse canımın içi, bitirmem gerek. Niçin bitirmem gerek onu da bilmiyorum. Sadece uzamasını istemedim. İstersen daha da uzatırım. Hatta sen bir kitap bile olabilirsin farkında olmadan… Kendine iyi bak, benim için. Eyvallah.
KAREAS 1914
Güzel hikayeler mutlu finaller Anlık Sevinçler Telepati ile gülüşmeler Hepsi Kareas’ın hayal dünyasında kaldı. Sonuçta dört bir yanımız olumsuzluk
''Herkesin bir öyküsü yoktu...Herkesin gittikçe birbirine benzeyen yaşamları vardı.Sıra dışı gelen hikayeler ve serüvenleri yaşamıyorlardı. Barınma ve güvende olma içgüdüleri, yeni mecraları tanımalarına olanak vermiyordu. Bu yüzden beşinci sınıf dizilere ve fikirsel dayanağı olmayan sözlere gülebiliyorlardı. Birbirlerine anlatacakları fazla sözleri yoktu. Herkes bir sevgili ile aşağı yukarı ne konuşulur konusunda hemfikirdi. Farklılığı taklit ile; şiiri yaşamadıkları kelimelerle karıştırıyorlardı. Daha ileri bir toplumun kendilerini belgesel anlamda araştırıp,çekim yapacaklarının farkında bile değildiler...Anlık içgüdüsel doyumları,insanlık tarihinin binlerce yıldan beri getirdiği insancıl değerlerden gittikçe uzaklaşıyordu.Herkesin bir öyküsü yoktu...Herkesin nasıl yaşaması gerektiği konusunda programlanmış hayatı, başkaları tarafından çoktan çizilmişti...Herkes her sabah benzer tavanlara bakıp gözlerini açıyordu...Evler,sokaklar,dükkanlar,her şey gittikçe birbirine benziyordu...Derken; konuşmalar,tepkiler,suskunluklar da birbirine benzemeye başladı...Herkesin bir öyküsü yoktu... Çünkü; ''mutluydu küçük domuzcuk lağım çukurunda.''
Reklam
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.