"Tanzimat'tan sonra iki çeşit adam yetişmiştir. Biri Garp taklitçisi ve Garp mahkumu. Tepeden tırnağa "alafranga" cilalı adam. Milletinden de memleketinden de uzaklaşmıştır. Milletinden umutsuzdur. Ve memleketinin de kendisini benimsemediğini de bilir. Frenk doğmadığına pişmandır. Ancak düvel-i muazzama kontrolü altındaki bir Türkiye'de hayat hakkı olduğuna inanmıştır. "Bu millet adam olmaz" ona göre. Bu milletin ona borcu, ya içeride rahat ve refah içinde "yaşatmaktır", ya elçilikler kadrosunda ona yer, konak, araba ve altın vermektir..."
Falih Rıfkı Atay, Çankaya, s. 591.