Sevgili kitap dostlarım, D & R' daki 5 TL kampanyasını gözlerimle görmek için Forum İstanbul mağazasına gittim ve hayal kırıklığına uğradım. dr.com.tr/Kataloglar_/Bu-... adresindeki kitaplardan Forum İstanbul mağazasında maalesef yoktu. Öylesine indirimli gibi 3-5 kitap konulmuştu. Geçen yıllardaki gibi 5 TL
Siyah bir çocuğum ben, hayallerinin göçüklüğünde evsiz kalmış. Evrenleri sığdırdım içime, insanları sığdırdım. Karanlığa yer açtım ben, karanlık bile dolduramadı içimi. Kendi benliğimin gölgesi olmuşum. Yazıyorum, içimde kopan fırtınaların gözlerimden yıldırım olup düşmemesi için yazıyorum. Suskunluğumdur benim yazılar, belki de en iyi yaptığım şeydir bu. Belki de yüzlerce kelimeyi değmediğim için heba edip sıkıştırmışım bir kenara. Bazen yazılarada sığmıyorum, bazen yazılar bile fazla geliyor. İçim deniz olur taşar da, dilim varmaz anlatamam. Yitip gitti çocukluğum, şimdi o salıncak demirlerini tutmaz ellerim. Şimdi o salıncak demirleri bensiz uzanır gökyüzüne doğru. Yitip gittiler, kırık kaldı içimiz, daima sevdik bizde sevmediler hiç.
Reklam
Düşünüyorum bazen : Bunca hasret Bunca keder neden? Savaşsız bir dünya özlemekten. “Çocuklar öldürülmesin” demekten. İşte çocuğum, babanın suçları bunlar. Bir gün gelecek Ne ben kalacağım dünyada Ne de bizi birbirimizden ayıranlar. Ama Çocukları onların babalarından utanacaklar Sen babanla övünürken. - Ataol Behramoğlu
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Öyle hastalar var ki, babası ölmüş, annesi, en az yetmiş yaşında. Artık bırakın evladına bakmayı, kendine bile bakamayacak durumda. Tek endişeleri bizden sonra ne olacak. Evet maalesef çok acı bir gerçek. Bir tanıdığım anne yetmiş üç yaşında, iki evladı da hasta. Biri kız, biri erkek. Anne şeker ve tansiyon hastası. Tek üzüntüsü; "ben
Havada Kar Sesi Diz boyu kar. Dışarıda hayat olduğuna dair hiçbir işaret yok, pencerenin önüne koyduğum fincanın buğusundan başka. Evlerin bacalarından yükselen koyu grimsi dumanlar bir gelinlik gibi serilen kar’a bulaşıyor.Çatılardan sarkan sivrimsi buzlar kristali andırır bir güzellikte parlıyor. Telefonum çalıyor dışarıdaki manzaraya
Reklam
Ben senin gül bahçende oyunlarıyla mutlu, Ve affedilmeyi çok seven yaramaz bir çocuğum. (Feridun Düzağaç)
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.