"On altı," dedi dişlerini sıkarak sonra bana baktı. "Bak gerçekten bilerek yapmıyorum, görüyorsun, zorunda bırakıyorlar beni." O sırada bir mahkum, üzerimdeki üniformadan olsa gerek benim kolumdan kavrayıp çekiştirdiğinde Tugay, mahkumu öyle bir itekledi ki, mahkum duvara yapıştı. "Siktiğimin salağı," dedi dişlerini sıkarak. "Gardiyanın elini mi tutup yürüyeceğim burada?"
Mahkum Tugay'ı yeni görmüş olacak ki gözlerini kocaman açtı ve ellerini kaldırarak özür dileyip geriye doğru kaçtı. Şaşkınlıkla ona bakarken sonrasında bu anı düşünüp gülmeyi aklımın bir köşesine yazdım ve Tugay'la yürümeye devam ettim.
"Küfür ettim yine," dedi sanki az önce dört kişiyi öldürmemiş gibi. "Bugün çok abarttım." Hâlâ eğlenebiliyor, sakin sakin böyle cümleler kurabiliyordu, ben onun yerinde olsam bu kadar kargaşanın sahibi olarak aklımı kaçırırdım, bunu biliyordum.