Sektör sattıran algoritmayı keşfetti: Kitap değil, kitap simülasyonu
2000’lerin başında çok satan bir kitap söz konusu edildiğinde iyi edebiyat olup olmadığı konuşuluyordu; şimdinin çok satanlarının edebiyat olup olmadığını tartışıyoruz… Ama sonuçta bu kitapların da çokça seveni, okuyanı var… Bunu gözardı edebilir miyiz, “edebiyat değil” diyerek geçebilir miyiz? Niye böyle oldu? Ve yeni tür yazın ve bu ekonomik
Kadir Sefa'dan
Beklemek, Hatrı kırk yıldan öte Gönlüme işleyen, Yitik düşelerimde Adına aşk denilen Bir selamı. Zaman, Sonsuz değil, Hızlı da akıp gitmiyor. Hemen ölecekmiş gibi, Gönlümün sabırsızlığı. Biriktiriyorum, Sakalımda akları, Yüzümde kırışıklıkları. Hüzünden arınamamış, Aynalarımda tebessümlerim. Ve zaman, Mevsimler dönüyor, Bende duruyor sonbahar. Yüregim kadar ya dünyam, Hiç ölmeyecekmiş gibi, Dünyalar kadar hayallerim. https://1000kitap.com/yazmayacalisiyor
Reklam
Genç Kalemden
Beklemek, Hatrı kırk yıldan öte Gönlüme işleyen, Yitik düşelerimde Adına aşk denilen Bir selamı. Zaman; Sonsuz değil Hızlı da akıp gitmiyor. Hemen ölecekmiş gibi, Gönlümün sabırsızlığı. Biriktiriyorum, Sakalımdan akları, Yüzümde kırışıklıkları. Hüzünden arınamamış Aynalarımda tebessümlerim. Ve zaman; Mevsimler dönüyor Bende duruyor sonbahar. Yüregim kadar ya dünyam, Hiç ölmeyecekmiş gibi, Dünyalar kadar hayallerim. (Kadir Sefa)
Beklemek, Hatrı kırk yıldan öte Gönlüme işleyen, Yitik düşelerimde Adına aşk denilen Bir selamı... Zaman, Sonsuz değil, Hızlı da akıp gitmiyor. Hemen ölecekmiş gibi, Gönlümün sabırsızlığı. Biriktiriyorum, Sakalımda akları, Yüzümde kırışıklıkları. Hüzünden arınamamış, Aynalarımda tebessümlerim. Ve zaman, Mevsimler dönüyor, Bende duruyor sonbahar. Yüregim kadar ya dünyam, Hiç ölmeyecekmiş gibi, Dünyalar kadar hayallerim. (Kadir Sefa)
Ömrümden vazgeçtiğim her lahza Alacaklıyım,Aşk'ın seyir defterinden... Menzilim bir derin kuyu; Yazmak değil gayrı ereğim, Asırlar sonrasına yazılmak isterim! O ki;Yunus'tur deyu... Ateş ve su hürmetine,
Hiçbir acı anlatamaz aslında özlemi. Yüreğindeki o sızıyı ,fotoğraflarına baktıgında gözlerinin dolduğunu , attıgı o uzun mesajları okuyup cevap yazamamayı,aramızda kilometreler olup sarılamamayı ,ağladığında başını koyacak bir omuz bulamadığında anlarsın yoklugunu ama elinden hiçbişey gelmez. İçindeki ateşi söndürmek için avazın çıkana kadar bağırmak istersin sesin çıkmaz. Boğazın düğümlenir anlatamazsın derdini ve sadece özlersin. Sen nasılsın bilmiyorum ne hissediyorsun onuda bilmiyorum. Beni sorarsan aslında ben hiç iyi değilim. Hani çoçukken dizimiz kanadığında iyileşmeyip gün geçtikçe daha çok acırya benim içimde şuan öyle gün geçtikçe daha bir koyuyo yokluğun, daha bir acı verip yük oluyor içime daha da derinleşiyo özlemim. Geçer diyorum, alışırsın diyorum çevrim içi oluşunu bekliyorum. Belki mesaj atar diyorum ve öylece izliyorum. İzlemekle de kalıyorum zaten.Ama asıl konu ne biliyor musun sensizlige alışamamış olmam.
Reklam
Oğuz Atay
“Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda, bana, bunu da yaptınız.” (Günlük) Oğuz Atay, 25 Nisan 1970 tarihinde günlüğüne bu cümleleri not düşmüştü. Hayatı boyunca anlaşılmayı beklemiş bir insanın çaresizliği içinde sitem etmişti insanlara ama hiç anlaşılamamıştı ve
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.