Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıyı görür, yanına
yaklaşınca sepet içerisinde yeni yakaladığı yengeçleri görür.
Fakat sepetin üstü açıktır, kapağı yoktur. Bu durum onu
şaşırtır çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür. Balıkçıya
sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı kesinlikle kaçardı.
Ancak, birden çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında
diğerleri onu yakalar, kaçmayacağından emin oluncaya kadar
bırakmaz, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır.
Tek yengeç kapaksız sepetten rahatlıkla çıkabilirken sayı
arttıkça kaçış imkânsızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek
yerine, aşağı çekerek engellerler. Sonunda kimse
kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromu’nun çıkış
noktasıdır.