Müjgan
Ne zaman seni düşünsem,
Bir kuş geliyor penceremin önüne
Öyle masum öyle güzel öyle zarif...
Göz göze geliyoruz ve ucuveriyor.
Ne zaman seni düşünsem,
Saksıdaki çiçeğimin kokusu burnumda,
Ellerimle suluyorum boynunu büküveriyor
Ne zaman
Ne zaman seni düşünsem bir çocuk çıkıyor karşıma,
Yüzünde bir tebessüm koşarak geliyor bana
Sonra birden gidiveriyor.
Gökyüzü!
Ne zaman seni düşünsem kaldırıyorum kafamı
Mavi masmavi bir boşluğa...
Başım dönüyor sonra.
Ne zaman seni düşünsem kağıt helva geliyor aklıma,
Martılar, deniz,kız kulesi...
Ve bir fincan kahve masamda.
Ismi konulmamış şiirler,
Yazılmamış veda nağmeleri,
Söylenmemiş türküler,
Okunmamış kitaplar,
Yazılmamış anılar!
Ve ne zaman seni düşünsem
"Sen" gelirsin aklıma...
Bu saatte 3 dürüm çiğ köfte yedim 😂😂 bu beni keser mi hayır tabiki arkasından kağıt helva sanırım midemde kurt yerine fil var yalnız yediklerim nereye gidiyor bilmiyorum 🤣🤣🤣🤭🤭🤭
Bilememek.. Hangi kelime ilk basamak? Başladım bile. Cümlelerde küf kokusu.
Pazar, yine gri ve pürüzlü. Uyanılmamış da, uykuya gidilecek gibi. Ağırlığın şiddetini artırmak için bir yerden düşmeye gerek olmuyor her zaman. Durduğun yerde, göğüs boşluğun, alelacele çıkılan yolculuk öncesi kıyafet tıkıştırılan bir valiz sanılabiliniyor.
Çıplak olmalıydık oysa..
"Saatin farkındayım, ilk fırsatta görüşelim." Yok ki bir "fırsatlarla dolu Matruşka Dünyasıı!" fragmanı.
Bakınca ne gördünüz bilmiyorum, perdeler bile açılmamışken.
Göz kapaklarıma damlıyor hâlâ sabah.. Sizin sabahınız nerde? Büktük soru işaretinin belini.
(Yine, deniz kenarındaki kâğıt helva sesleri kurcalıyor aklımı.) Hayır, çıkar cümleyi parantez içinden. Yine, deniz kenarındaki kâğıt helva sesleri kurcalıyor aklımı. Çünkü çok çirkin çoğu şey!..
Çay demlendi. Biraz demlikte, biraz bardakta..
Perdeler sıyrıldı.
Duvarların ötesi de, berisi de yine aynı.
Her sabah aynı gerçeğe uyanmak değil bu,
her sabah aynı gerçeğe ölmek...
#yusuf
seninle çocuk olmak istiyorum,bir elimizde pamuk şeker,diğer elimizde kağıt helva.oturup sohbet edelim yaşanmayan günler uğruna.🥂
Hayırlı İftarlar
Mart ayında iftar sonrası "çay +kağıt helva arasında dondurma." Şairin de dediği gibi "yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe."
Bir Başkadır Eylül
Senin gelişin öyle sessiz sedasız içim buruk
Sonu elvedayla biten aşklar gibisin Eylül
Dökersin her daldan yapraklarını esersin bırakırsın esen sert
Rüzgara savurur her bir yere yapraklarını
Bellidir senin gelişin farklıdır tüm aylardan..
Biraz yağmur, biraz güneş, biraz serin, arada öyle ılıktan eser bir meltem havası anlarsın aylardan Eylül olduğunu.
Tutuşuruz elimize bir kağıt helva yaslanırız sonbaharda dökülen ağacın gölgesinde kazarız bir ağaca isminizin baş harfini ..
Yeniden tazelenir yeni yeni filizlenmiş aşklar bir Eylül'de
Sevdalara yuva yapar ağacın gölgesi bir Eylül akşamında aylardan.
Aylardan Eylül hazan mevsimi..🍁🍂