Hikâye sanatı ağızdan ağza anlatılan masallarla başlamıştır. Edebiyat tarihçileri, hikâyenin ilk kez Hindistan’da ortaya çıktığını belirtiyorlar.İlk yazılı hikâyelerle, Rönesans hareketinde, yani on dördüncü yüzyılda İtalya’da karşılaşıyoruz. Boccaccio’nun “Decameron” adını verdiği “On Gece Hikâyeleri” hikâyecilik sanatına öncülük etmektedir.
Şark toplayıcı, garb yayıcıdır.Garbın bir cümle ile anlattığını şark bir hece ile duyurur...Avrupalı bizimkilerin bir mısradan duyduğunu bir kitap okumadıkça anlayamaz.Onun için aynı duygunun ifadesi Fuzûlî'de bir gazel, Shakespeare'de bir kitap olur.(VASFİ MAHİR KOCATÜRK)
Reklam
Necip Fazıl İçin Söylenenler...
«— Fransız edebiyatında Baudelaire, Verlaine nasıl bir yeni ürperişse bizim edebiyatımızda da Necip Fazıl o kadar başka bir görünüştür. Duyuş ve lirizm bakımından kendi içimizde hiçbir üstadı yoktur. Onun getirdiği duyguları Hâmit ve Fikret te bilmezlerdi. Gerçi bizim edebiyatımızda ötedenberi ferdî ruhun şiiri vardır, fakat Necib'in getirdiği yeni ürperişten mahrumdur. Garpte Hugo, Byron, Shakespare, bizde Hâmit, Fikret, Kemal, parlak ve gürültülü bir şiirin sahibidirler. Necip Fazıl'ın şiiri, Baudelaire'in, Verlaine'in ruhu gibi, gürültüden, sesten, hattâ tabiîlikten kaçan bir ruhtur. Bizim eskilerden Fuzulî ve Yunus onu biraz andırabilir.» / Vasfi Mahir KOCATÜRK
Hafta sonu bereketi... Bugün sahafta Vasfi Mahir Kocatürk'ün yayına hazırladığı -61 yıllık- ilk basım, "Namık Kemal'in Şiirleri" isimli kitabı buldum. :)
Işıklar içinde uyu melek..
''Bir çığ sesiyle nasıl inlerse bir uçurum Benim öyle verecek kalbim son nefesini…'' Vasfi Mahir Kocatürk
''Bir çığ sesiyle nasıl inlerse bir uçurum Benim öyle verecek kalbim son nefesini…'' Vasfi Mahir Kocatürk
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.