Yağmur Damlası Sensizliğe el pençe divan durdu gönül Bahtiyar oldu ağır ağır yürüdü ömür Sığınaklar arasına sığındım Sağanak yağmurlar altında ıslandım Bir an bile ağlamadım Kırılmadım gülüm Bugün yıkık duvarlar arasında yürüyorum Savaş sonrası şehir gibi yüreğim Kaldırımlar yürüyen merdiven misali Ben yürüdükçe onlar beni geriye
Can Yücel'in, yıllar önce ODTÜ'de yaptığı bir konuşma. Üç bin kişilik mimarlık amfisi tıklık tıklım dolu, hatta onu dinlemek için ayakta kalan onlarca kişi var... Can yücel konuşmaya şöyle başlar: - Biz hiç bi bok olamadık! Salondakiler bir anda neye uğradıklarını şaşırırlar. Derin bir sessizlik kaplar ortalığı... Salona gelmeden önce 3 bira ve yarım votka içmesine rağmen muhteşem bir konuşma yapar. Hiç şüphesiz bol küfürlü bir konuşma... Söyleşinin soru-cevap kısmında ön sıralarda oturan hanım hanımcık bir kız öğrenci parmak kaldırıp can yücel'e şöyle sorar: - Can bey, bizler şiirlerinizi ve düşüncelerinizi çok beğeniyoruz, size büyük bir saygı duyuyoruz ama konuşmalarınızda çok fazla küfüre ve argoya yer veriyorsunuz, küfürlü konuşmasanız olmaz mı? Can Yücel, önce susar, sonra yavaşça doğrulur, o kocaman ellerini kürsünün üzerine koyup: - Küfür, burjuvazinin ağzında bir lağım çukurudur. Küfür, işçi sınıfının ağzında bir çiçektir! deyince salonda müthiş bir alkış kopar. Sonra tamamen ayağa kalkıp şöyle bitirir konuşmasını: - Arkadaşlar bugün de çok kafa s*ktik!...
Reklam
"Küfür; burjuvanın ağzında lağım çukuru, işçinin dilinde umut çiçeğidir." Can Yücel
Güneş doğudan doğar ama doğu hala karanlıktır.. Öncesi Diyarbekir o benim en esmer çocuğum Siverek bir toz bulutu altında kentsiz bir öpüş Urfa simsiyah bir yaradır dualar dökülür eteklerinden Silvan ipek yoludur, ışık çalar diyarbakır gecelerinden Hazro bir unutuştur Lice’ye güven olmaz, o hep illegal Ergani yaşlı anılar ilçesi ve tarihin saklı
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağım, Atılan her lağımın yaktığı yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler,ölü püskürmede yer O ne müthiş tipidir:Savrulur enkazı beşer... Kafa,göz,gövde,bacak,kol,çene,parmak,el,ayak, Boşanır sırtlara,vadilere,sağanak,sağanak. - MEHMET AKİF ERSOY - VATAN için kanını döken,arkasına bakmadan giden,evlatları kundakta kalan,cephelerde aç savaşan bizim için canını göz kırpmadan feda eden isimleri unutulmuş,kahramanlıkları destan olmuş tüm şehitlerimizin mekanları Cennet Kabirleri nur olsun...
Mavi Gök orada mı?
Bakıyorsun kuşlar hazır Sokak lambaları yanık unutulmuş Bir Kadıköy vapuru hınca hınç insan Çok geçmeyecek Martılar beyhude turlar atacak Kıyılar lağım konserve kutuları Mısır koçanları Sevgi aranabilir yine Cahit Zarifoğlu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.