Şimdi anlıyor ve kabul ediyor musun?
Ah şimdi anlıyorum. Aşkın ateşinde yanmak yazıldıysa kaderine ötesine geçemiyorsun. Cihan sultanının kızı da olsan, kos koca mimar Sinan da olsan aşkın kederi alnına yazıldıysa kaçamıyorsun. Ve nasibinden başkasına varamıyorsun. Haydi toparlan artık yüreğim. Sana gerçek bir aşk besleselerdi, seni aşka küstürmek yerine sineni aşkla barıştırmazlar mıydı? Aşka olan inancını kutsal bir emanet gibi koynunda taşır, her fırsatta delilleriyle inancını yeniden dirilteceklerdi. Aşk insan yüreğinden gideli hayli olmuş. Sen kendi düşlerinde kurduğun aşka insanmışsın. Ve her seferinde bu inançla kutsayıp, yıkılmışsın. Şimdi toparlan, yüreğini kapat aşka ve nasibini sevmeye bak.
MİHRİMAH SULTAN Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır. Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir. Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır! Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır. Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir. Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a. Cami küçücüktür. Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse yüz 61 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır. İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana. İşte, aşka adanmış iki eser. Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür. Göreceğiniz manzaraysa şudur; Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır.
Reklam
Mimar Sinan'ın ustalık eserim dediği, kendisinin ifadesiyle "Hıristiyan mimar geçinenlerin: 'Müslümanlara galebemiz var; Ayasofya'nın kubbesi gibi bir kubbe devleti İslamiyye'de inşa olunmamıştır' dediklerini duymuştum" diyerek kubbesini Ayasofya'dan altı zira daha yüksek yaptığı Selimiye camii görenleri kendine adeta hayran
Vatikan'ın Süleymaniye Camii tuzağı
Süleymaniye külliyesinin yapımı Vatikan'ı telaşlandırmıştı. Çünkü söylentiye göre, Kanuni Sultan Süleyman'ın camisi, Ayasofya'yı her anlamda geçecekti. Bu gerçekleşirse Hristiyanlık dünyasının sanatsal üstünlüğü yerle bir olacak, tüm Hristiyanların morali bozulacaktı. Fakat engellemek de mümkün değildi. Vatikan her zamanki tavrıyla
Üsküdar'da Mihrimah Camii
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa, diğeri ise Mimar Sinan’dır. Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir. Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah
"Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah sultan 17′sine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah yani Mihr-ü Mah Farsça’da “Güneş ve Ay”anlamına gelir.Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır. Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir. Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır! Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır. Üsküdar’a sarayın isteği ile 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar 1548′de bitirir. Camiyi yaparken eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir. Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da,pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a. Cami küçücüktür. Minaresi 38 metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse 161 pencere caminin iç güzelliğini aydınlatır, içerdeki sarkıtlar ve minare kenarındaki işlemeler, Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır inasana. İşte aşk’a adanmış iki eser. Edirnekapı ve Üsküdar’da camileri aynı anda görebileceği Ve 21 mart’ta yani gece ile gündüzün eşit olduğu günde, (21 Mart aynı zamanda Mihrimah sultan’ın doğum günu) manzara şudur: Edirne camiinin tek minaresi ardından kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah=Güneş Ay"
Reklam
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.